Atatürk sevgisi yalancılıkla sağlanmaz. Japonya’daki caminin adı Tokyo Camisidir. Kamçatka ise Asya ile Amerika kıtasını ayıran Bering boğazına yakın Rusya’dadır. Japonya ile arasında yaklaşık 5000 km vardır. Asya kıtasından Okhostk Denizi ile ayrılan Pasifik okyanusuna uzanan bir yarımadadır. Bu ülkeye bilimsel aklı miras bırakmış Atatürk’ün resmi üstüne yazılan bu “coğrafya fakiri” yanlış bilgi, Atatürk’e yapılan bir hakarettir.
Bazı Atatürkçü olarak kendini ifade edenler hala “gardırop Atatürkçülüğü” de denilen, Mustafa Kemal Atatürk’ü insani sıfatlarından soyutlayıp onu havada karada, denizde, yer de, gökte ve her yerde her zaman en üstün varlık şeklinde tanımlayan, adeta antik çağ tanrılarına çeviren bir anlayışı elan sürdürmektedirler.
Gardrop Atatürkçüleri onu aşırı yüceltip tanrılaştırarak nefret ettirdiler. Hepsinin de soyları, ona silah sıkmış, isyan etmiş iş birlikçilere dayanmaktadır. Bu yüceltme kasıtlı olarak öç almak için yapılmıştır.
Tutturmuşlar “Atatürk Kamçatka’da cami yaptırdı. En doğuda, ilk güneş ışıklarının indiği yerde ilk ezanın okunduğu camiyi yaptırdı.” şeklinde tanımlamalar ile hem halkı yanlış bilgilendirmekte hem de Atatürk’ü savunan insanların da palavracı, kalitesiz insanlar olduklarını göstermektedirler.
Bir çok gerçek Atatürkçüler de bunların doğruluğunu araştırmadan anında İnternet’ten sokağa siyasi tartışma malzemesi yapmaktadırlar.
Atatürk’ün ömrü savaş alanlarında geçti. 29 Ekim 1929’da Türkiye Cumhuriyeti devletini ve cumhuriyet rejimini ilan ettiği andan itibaren 26 Kürt isyanı, ve özellikle Sabetayist Yahudiler ile Hristiyan Rumların ve Ermenilerin yoğun olduğu bölgelerde, Kürt isyanlarını körükleyen sözde Müslümanların çıkarttığı gerici isyanlarla boğuştu.
Bir yandan da demokratik anayasa, İtalyan,Fransız, İsviçre, Alman hukuklarının incelenmesiyle çağdaş yasaları hazırlattı.
Ama, Kamçatka’ya kadar uzanmasına da gerek yoktu. Çünkü o zamanda Kamçatka’da Müslüman dahi yoktu. Varsa da 1853 Kırım savaşından, Kafkas isyanlarından sürülmüş birileri vardır ki cemaat olarak adları bile anılamazdı.
Diğer yandan batılı demokratlar ile Lenin ve diğer Rus sosyalistlerinin destekleriyle kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti varken, Ruslardan tutup da Kamçatka’da cami yapma izni istemek bence yapılacak en son işti. O da, “tekrar Osmanlı yayılmacılığı hevesine kapıldığımız suçlamasına” maruz kalmamıza, onu takiben zor kurtarılmış bu devletin tekrar işgaline bile sebep olabileceği endişesini de eklersek, tek dost davranan Rusların da düşmanlığını kazanmakla sonuçlanabilecek işti.
Bu iddiayı yürütenler, Atatürk dönemi dünya siyaseti hakkında hiç bir fikir sahibi olmadıkları gibi, resmen Atatürk’ü değersizleştirme çabasındaki düşmanlarıdırlar.
Ben de Ülkücü genç bir kardeşimizin paylaşımında bunu gördüğümde şok oldum. Arkasından paylaşımının altına Sinan Meydan ile Melih Aşık’ın yazılarından tespitlerin linklerini verdim ve “Bu tarihçiler Kamçatkayı bilmiyorlarmış” gibisinden yorum ekledim.
Atatürk’ün Kamçatka ile bir hedefinin olması söz konusu değildir. Olsaydı bunca yıldır sahte Atatürkçü devlet adamlarının onu gözden düşüren ama onun adıyla hükmettikleri akılsız siyasetlerinin temeli olan Atatürkçülük Kampanyalarından bıkmış, usanmış, adeta Atatürk ile yatıp kalkmış biri olarak nasıl haberim olmazdı diye şaşırdım.
Ve olamayacağı kanaatiyle araştırınca, haklı olduğumu görürken, Kamçatka’da azınlık sürgünlerden ve emekli askerlerden oluşan Müslüman cemaatin olduğunu ama ciddi saldırı altında olduklarını da tespit ettim.
Bu yüzden Kamçatka’yı Japonya’da zanneden “coğrafya fakirleri için, önce Kamçatka neresidir, hangi ülkenin idaresindedir gibi bilgileri de yaptığım çevirilerden derleyerek size veriyorum.
Kamçatka, Rusya toprakları içinde yer alan, 400.000 nüfusa sahip, Avrasya kıtasının en doğu bölgesidir. Bir tarafı Pasifik okyanusu diğer tarafı (doğu) Okhostsk (Okotsk) Denizi arasında 1.250.km2 lik (780 mil) bir yarımadadır. Adanın Pasifik- Ohotsk denizleri arasında uzanan Komutan Adaları, Karaginsky Adası, Kamçatka kray (Başkent Petropavlovsk’un da yer aldığı Kroyak ve Ogruk otonom bölgesi.) bölgelerinden oluşan Rusya Federasyonuna bağlı özerk bir bölgedir. Aynı adla anılan yanardağı dünya mirası değerler arasındadır.
Halkı şaman dini geleneklerini sürdüren Koryaklardır. Bunların dışında, Rus gezgini İvan Moskvitin’in 1639’da bölgeye ilk kez gelerek yaptığı tespitleri Rus çarına götürmesinden sonra 1651’de ilk kez bölgeye giren Ruslar, 1700’lere kadar yarımadada bir Rus nüfusu yarattılar. Onlardan bu güne kadar devlet memurları ile siyasi suçlular için sürgün yeri olarak da kullanıldı.
Başkent nüfusu geçmişteki yerleşimlere ek olarak, SSCB ve şimdiki federasyon idareleri dönemlerinde orduda görevliyken emekli olmuş Rus/Slav Ortodoks askerlerin çoğunlukta olduğu, 15 etnik gruptan oluşan Müslüman cemaatiyle, 30.000 Müslümanı barındıran büyük bir yarımadadır.
Avrasya’nın en doğusu,
Yarımadanın Müslüman halkı, Kırım, Çeçenya, Dağıstan, Azerbaycan, Türkmenistan, Tacikistan, Özbekistan gibi ülkelerden I. ve II.Dünya Savaşları sırasında yapılan sürgünler ile memuriyet görevi için gelip kalmış olanlardan ibarettir.
Yarımada’da Müslümanlar için ibadet yeri inşası konusu ilk kez Rus yetkililere Müslüman cemaati önderi Kırım Tatarı olan Osman Osmanov tarafından dile getirilmiştir.
Çeçenistan’dan sürülmüş olanların ABD yanlısı istihbari faaliyetlere girerek bölgede bir dini anarşi yapılanması kuşkusuyla soğuk bakıldığından, “cami inşasında ibadet dışında hiç bir art niyetlerinin olmadığına, cami inşası için gereken paranın bir kısmını topladıklarını tamamı için de kredi temini için çalıştıklarını, bölgeye en yakın caminin 5000 km. kuzeydeki Sibirya- İrkutsk şehrinde olduğuna, cami inşasının bu nedenle gerekli olduğuna dikkat çekmiştir.
Bu uzun çabalardan sonra alınan izin ile 2006 yılında Kamçatka’nın baş şehri Petropavlovsk’ta yapılan ve “İlk Doğu Camisi” ve “İlk Işık Camisi” adı verilen cami, 2006 yılında Kamçatka Müslüman cemaati başkanı,evet Osman Osmanov (Osmanoğlu) tarafından ilk tuğlasının konulmasıyla inşaatına başlanılmıştır..
Caminin yapılması bölgedeki Ortotdoks kilisesi patriğinin ve Rus, Slav Hristiyanların hala düşmanlılarını çekmektedir.
Dinci Rusların Osman Osmanov’un arabasını da patlatmışlardır. 2000 yılında Müslüman Kamçatka Cemaatinin çıkarttığı gazete olan Novaya Kamchtskaya Pravda gazetesinin yazdığına göre, Müslümanlar ve ibadet yeri olan camiye karşı düzenli bir düşmanlık mevcuttur.
Bölgenin Slav kökenli halklara ait olduğu iddialarına da cevap veren Osmanov, Kırım Tatarlarının da Cengizhan’ın ilk eşinden, Melkitlerin kaçırdığı sırada doğan, büyük oğlu Çoçi’nin devleti olan Altınorda Devletinin tarihini hatırlatırcasına, Kamçatka’nın 13. yüzyılda Moğollarca işgal edildiğine dikkat çekmiştir.
Bölgedeki gayrimüslümler, kilise ve dinci gruplarca, camiden okunan ezandan şikayet etmeye teşvik edilmektedirler.
Bu Müslüman düşmanlığının arkasında ise olan şudur;
Rusya anayasası İslam dahil bütün dinlere serbestlik vermekteyse de 1991’de Glastnost’la başlayan geriye dönüş sürecinde Rus Ortodoks dininin, devletin resmi dini halini almasıdır.
Rus Ortodoks Başpiskoposu İgnaty, Başlangıçta Müslümanlara karşı bir art niyetinin olmadığını, onlarında dinlerini yaşaması gerektiğini söylerken, Kamçatka Petropavlovsk şehrinin 260 yıldır Ortodoks bir başkent olduğunu, şehri Slav halkın şehri olduğunu, Müslümanların yayılması halinde bölgede dini iç karışıklıkların doğmasına ve yayılmasına neden olacağı nedeniyle burada Müslüman camisinin inşa edilmemesi, olanın da yıkılması için halk oylaması bile istemektedir.
Muhteşem bir demagoji yaptığına tanık olmak da şaşırtıcı değil, beklenen davranıştır.
Kamçatka Petropavlovsk camii resmini bulamadım ama Kilise resmini bulmak kolay oldu. Müslümanların şikayet ettiği kadar da varmış galiba.
Patriğin bu isteği doğrultusunda sivil toplum örgütleri de aynı yönde faaliyete geçmişlerdir. Milliyetçi çıkışlarıyla bilinen, Milliyetçi Slav Vatanseverler Derneği ile aynı anda Rusya Liberal Demokrat Partisi başkanı Vladimir Zhirinovsky de 2000 Kasımında yapılacak seçimlerle birlikte “Kamçatka’nın Slav yurdu olduğu, Müslümanların Slavların “dini duygularını” inciteceklerini öne sürerek, cami yapımının engellenmesi ile İslami faaliyetlere izin verilmemesi konusunda referandum önermiştir.
Irkçı ve ayrımcı böyle faaliyetler karşı bir açıklama Kamçatka Müslüman Cemaatini sözcüsü Marat Akmişev tarafından yapılmıştır.
Kendisinin Kazak bir Müslüman olduğunu Rus Deniz Kuvvetlerinde 30 yıl hizmet verdiğini anlatarak sözlerine başlamış ve; “Müslüman düşmanlığı 1992 Çeçen İnguş savaşından sonra ortaya çıkmış Rus ordusunda görevli bütün Müslüman askerler, polisin eylemlerde yer alabilecekleri şüphesi bahane edilerek Kamçatka gibi uzak bölgelere sürülmüşlerdir. Bu uygulamadan sonra Müslümanlar arasında işlenen suç oranları da düşmüştür.
Buna rağmen Rus devletinin halkını “Rus olan ve Rus olmayan” olarak bölmesini, bunca yıllık devlet hizmetine rağmen dini haklarından mahrum bırakılmasından dolayı üzgün olduğunu belirtmiş, sözlerini “Hepimiz Rusya’nın vatandaşlarıyız diyerek bitirmiştir.
Bir facebook arkadaşımın “Atatürk Kamçatka’da cami yaptırdı” konulu bir Atatürk resmi paylaşmasının doğruluğunu araştırayım derken, hem böyle bir olay olmadığını hem de Kamçatka Müslümanlarının nasıl oralara gittikleri ve de sorunlarını da öğrenip dilimize kazandırmış oldum.
Takdir okuyucularındır.
Alaeddin Yavuz
Kaynaklar;
1-http://www.japantimes.co.jp/opinion/2000/08/07/commentary/muslims-under-fire-in-russian-far-east/#.UydCR_l_sSM
2- https://groups.yahoo.com/neo/groups/tatar-l/conversations/topics/2027
3- http://en.wikipedia.org/wiki/Kamchatka_Peninsula
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.