Avcı, yeni kitabında Cemaat’in, operasyonların başlayacağını anlayınca Emniyet’in KTS programını sildiğini belirtti. Avcı, F tipinin Perinçek düşmanlığına da dikkat çekti
ESKİ Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, yeni çıkan “Cemaat’in İflası-Hoca’nın Ayağının Kaydığı Yer” adlı kitabında, Cemaat operasyonlarının başlayacağının anlaşılması üzerine Emniyet’te Karar Takip Sistemi (KTS) denilen bilgisayar programının, “yeni versiyonunu yüklüyoruz” denilerek silindiğini belirtti.
Avcı bu programda Emniyet İstihbarat birimlerinin dinledikleri tüm telefonlarla ilgili her soruya cevap vermesinin mümkün olduğunu belirterek, “Cemaat’e yönelik tayin ve operasyonların başlayacağını anladıklarından, ‘programın yeni versiyonunu yüklüyoruz’ diyerek bilgisayarlardaki kayıtlı telefon dinleme kararlarıyla ilgili bilgilerin tamamının silindiğini” yazdı.
Avcı konuyla ilgili şu detayları aktardı: “Kararların hepsi bilgisayardan silindiği için kim, hangi numarayla, hangi isimle dinlenmiş diye sorgulama yapılamıyor. Ancak silinmiş olan bu bilgiler kâğıt ortamında duruyor. Alınan tüm kararlar İstihbarat şubelerinde, İstihbarat Daire Başkanlığı’nda, TİB’de, ayrıca dinleme kararı veren sekiz bölgedeki Özel Yetkili Mahkemeler ve 2012’den sonra Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 10. Maddesine göre kurulan Ağır Ceza Mahkemeleri’nin arşivinde bulunuyor.”
DİNLEME NE ZAMAN BAŞLADI?
Cemaatin yasa dışı dinlemeleriyle ilgili Avcı’nın kitabında önemli sorular hakkında şu çarpıcı bilgiler var:
Cemaat tüm illerde telefon dinlemelerine asıl olarak 2007 sonu ile 2008 başında, merkezde İstihbarat Başkanlığı ile İstanbul, Ankara ve İzmir illerinin Emniyet İstihbarat Şube Müdürlükleri ve ardından diğer illerin yönetiminin Cemaat mensuplarının eline geçmesiyle başladı. 17-25 Aralık operasyonlarına dek, yani 2013 sonu ile 2014 başına kadar devam etti. Cemaat amaçları için hukuka aykırı telefon dinlemelerini çok yoğun biçimde kullanmıştır. Sayısı hâlâ bilinmeyen, on binlerle ifade edilecek kadar telefon dinlenmiştir.
İstanbul ilinde hukuka aykırı sahte isimlerle yapılan dinlemeleri tespit etmek amacıyla görevlendirilen müfettişlerce yapılan incelemede, her yıl yalnız İstanbul İstihbarat Şubesi’nce 8 bin ila 9 bin civarında iletişime müdahale kararı alındığı tespit edilmiştir. İki yıllık bir dönem baz alındığında 60 bin civarında IMEI numarası üzerinden telefon dinlendiği, bunlardan rastgele seçilen 3 bin telefon incelemeye alındığında 300 civarında sahte isim ve uydurma suç isnatlarıyla telefon dinlemesi yapıldığı kesinleşmiştir.
Ancak aynı dönemde benim telefonum da dinlenmesine rağmen başkası adına kayıtlı olduğu için tespit edilememişti. Bu dikkate alındığında ülke genelinde hangi yoğunlukta sahte isim ve görev dışı amaçlarla dinleme yapıldığı tahmin edilebilir.
NASIL TESPİT EDİLECEK?
Bugün için ne kadar telefon dinlendi ve kimler dinlendi belli değil. Hâlâ bu işlemler yapılamadı… Daha önemlisi hukuka aykırı istihbari dinleme yöntemlerine göre bu kayıtlar (database) üzerinde, bilgisayarda sorgulama yaparak aynı şekilde sahte isimle yapılan ama kimsenin haberinin olamadığı diğer tüm dinlemeleri de öğrenebiliriz.
Bu yöntemle; Cemaat IMEI numarası ve sahte isimle dinlemiş ve bu yolu sık kullanmış ise o zaman biz bilgisayardan, IMEI dinlemelerinin o an kullandığı telefon numa-rasını bulup kontrol edebiliriz. Bu numara ve isim, telefon rehberinde bulunan kimlik ile alınan mahkeme kararında da aynı ise normal olabilir. Farklı isimse bu tür kayıtlar için bilgisayara “dinleme listesini çıkar” komutu verdiğimizde, bir iki saniyede tüm Türkiye’de sahte isim ve IMEI numarası kullanılarak yapılan dinlemeleri tespit edebiliriz.
Halbuki benim dediğim sistem kurulsa, bütün polis amirleri, savcılar, bütün müfettişler bir iki saniyede Türkiye’deki tüm hukuka aykırı dinlemeleri ortaya çıkartabilirler. Şüpheliler tespit edilerek ne kadar süreyle dinleme yapıldığı görülür. Genel dinlemeler ve amaçları hakkında bilgi sahibi olunur, savcılar soruşturma yapacağı olayı, mağdur ve şüphelileri anında tespit ederek, soruşturmaya başlar.
NEDEN DİNLEDİ?
Cemaat yargıyı her açıdan etkin kullandı. Sadece rakiplerini bertaraf etmek için değil, siyaseti tanzim etmek, siyasi partilerin yönetimlerini değiştirmek, toplumdaki etkinliği, ticari faaliyetleri, kamu kurumlarını ele geçirmek, hatta hükümeti yıkmak, kendi felsefesine uygun bir siyasi yapı oluşturmak için de bir araç olarak kullandı.
Yargıdaki mensupları aracılığıyla önce Emniyet’te kendisine engel olacak yöneticiler hakkında uydurma tahkikatlar, tutuklamalar yaparak hepsini saf dışı bıraktı, karşı çıkacaklara da gözdağı verdi. Sonra toplu tutuklama ve davalarla orduyu etkisiz hale getirdi.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.