Farz edin ki, Amerikan istihbaratı MİT’le birlikte devlet adamlarını, orduyu, büyük şirketleri, dernekleri ve önemli kişileri dinledi. Yine farz edin ki, devletin en tepesindeki kişi, mesela Cumhurbaşkanı, dinlemelerden haberdar olmasına rağmen görmezden geldi. Ne düşünürdünüz? Türkiye’nin bağımsız olduğuna veya devlet yöneticilerinin vatana ihanet etmediğine inanır mıydınız?
Çok şükür ki Cumhurbaşkanımız da MİT de başkalarının güdümünde değil. Fakat Almanya’da durum tam da yukarıda bahsettiğim gibi. Alman istihbarat örgütü BND’nin yıllardır Alman hükümetini, diğer Avrupa ülkelerini ve bu ülkelerdeki büyük firmaları Amerikan güvenlik ajansı NSA adına dinlediği ortaya çıktı. Avrupa’daki dev ticari ve askeri firmaların teknolojik ve finansal sırları BND tarafından ele geçirilip, Amerika’ya servis edildi. Ancak Merkel hiç umursamadı bile. Çünkü Merkel dinlemelerden haberdardı ve görmezden geliyordu. Dahası BND’yi suçlayacağına sahip çıktı. İşin daha da ilginci Alman halkı da hiçbir şey olmamış gibi davranıyor.
Çoğunluğu Amerikalı bazı yabancı ajan(s)lar bazen raporlar yayınlayıp, Türkiye’yi yarı bağımsız bir ülke gibi gösterirler. Almanya ise onlar için tam bağımsız ve demokratik bir ülkedir. Alman başbakanı ve ona bağlı çalışan istihbarat kurumu memleketini başka bir ülkeye peşkeş çekiyor ve Almanya hâlâ özgür bir ülke… Über Alman ve superior Amerikan aklını sevsinler.
Bu haberi okuyunca Paralelcilerin illegal dinlemelerinin ülkeyi nasıl bir esarete sürükleyeceğini ve onlarla yapılan mücadelenin ehemmiyetini daha iyi anladım. Eğer bir devlet adamının sırlarını biliyorsanız bu sırları ona karşı şantaj olarak kullanıp, onu hizaya getirebilirsiniz. Ona istediğinizi yaptırabilirsiniz. Devletin hayrına olacak her türlü icraatı engelleyebilirsiniz. Mesela yerli savunma sanayii projelerini durdurabilirsiniz. Faizi artırabilirsiniz. Aselsan’ın büyümesini engellersiniz. Füzeleri Çin’den alamazsınız. Bir firma yeni bir ürün geliştirdiğinde ürünün sırlarını yabancı ülkelere ulaştırabilirsiniz. İstediğiniz bakanı görevden alırsınız. İstediğiniz bürokratı istediğiniz pozisyona getirirsiniz. Özetle devleti ve milleti esir alabilirsiniz.
Gönüllü sürgün (!) ve ajanları son birkaç yılda tam da bunu yapmak istedi. Karşılarında Erdoğan değil de başkası olsaydı memleketin hali nice olurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sevmeyebilirsiniz. Ancak onun ülkenin bağımsızlığı için verdiği mücadeleye bu ülkenin ve kendinizin özgürlüğü adına destek vermekle yükümlüsünüz. Vatanınızın istiklalini kendi istikbalinize feda etmemelisiniz. Dümeninde olmadığınız gemide açacağınız delik sizi de batıracaktır.
Türkiye hiç olmadığı kadar sert bir bağımsızlık mücadelesi veriyor. Mehmet Akif, “Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım” derken 3000 yıllık tarihe atıfta bulunuyor. Son 100 yılda meydana çıkan ve yukarıdaki örnekle Ari ırktan adi ırka hızlı bir geçiş yapan Almanya gibi olmamak için devletimizi, kurumlarını ve onları koruyanları korumakla mükellefiz. Almanları esir alan ABD bile bize örnek olacak düzeyde değil. Biz söylesek komplo olarak görüleceği için, Ariel Şaron’un da dediği gibi; Amerika’yı Yahudiler yönetiyor. Amerikan devletinde görülmüş ve görülebilecek en büyük paralel yapılanma var. Medyası, sineması, üniversiteleri, bürokrasisi, bankacılığı, ticareti ve STK’ları Yahudilerin kontrolünde olan bir ülkenin nasıl bir şey olduğunu merak ediyorsanız yerli paralel yapının darbe yaptığını düşünün. İşte o zaman tam da ABD gibi bir ülke oluruz. Amerika’yı nasıl ki %2’lik Yahudi toplum yönetiyorsa, Türkiye’yi de %1’lik paralel yapı yönetecekti.
Türkiye bugüne kadar kendini koyun gibi gösteren aynalara bakarak çok vakit kaybetti. Birisi aynayı kırdı ve aslan olduğunu anladı. Şimdi bu aslanın ayakları yamyamlarca bağlanmak isteniyor. Birlik olunmazsa bu ali aslanı (milleti) bir 100 yıl daha uyuturlar. Artık bir daha uyandığında karşısındaki aynada kendini nasıl görür onu da siz düşünün.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.