Etiket arşivi: TBMM Başkanı

ERMENİ SORUNU DOSYASI /// DR. TAHİR TAMER KUMKALE : TBMM BAŞKANI SAYIN CEMİL ÇİÇEK’E AÇIK MEKTUP

TBMM BAŞKANI SAYIN CEMİL ÇİÇEK’E AÇIK MEKTUP

MEKTUP ÖZETİ:

İP GENEL BAŞKANI SAYIN DOĞU PERİNÇEK, 100 YILLIK ERMENİ SOYKIRIM İDDİALARINA SON NOKTAYI KOYMAK ÜZERE 28 OCAKTAKİ AİHM’ DURUŞMASINDA TÜRK MİLLETİ ADINA KATILMAK ÜZERE TÜRK MİLLETİNİ TEMSİL EDEN TBMM TARAFINDAN ÖZEL OLARAK GÖREVLENDİRİLMELİDİR.

***

Sayın Cemil Çiçek;

Bugün 30 yıllık siyasi yaşantınızın en üst noktasındasınız ve Cumhuriyeti kuran TBMM’nin başkanlığını deruhte etmektesiniz. Yüce meclisimiz bugünlerde T. C’nin bek’asını ilgilendiren çok önemli bir konuda karar verme aşamasındadır.

Küresel güçlerin destek ve himayelerinde yüz yıldır devam eden sözde Ermeni Soykırımı yalanları ülkemizi uluslararası alanda çok güç durumlara düşürmüştür. 24 Nisan 2015 tarihinde dünyanın her tarafında Diaspora Ermenilerinin; soykırımın 100 üncü yılı münasebetiyle çok kapsamlı çalışmalar içine girdikleri ve bu çalışmalarda dost ve müttefikimiz olan ülkelerden de çok önemli destekler aldıkları, önümüzdeki 24 Nisanda son noktayı koyarak isteklerini Türkiye Cumhuriyeti devletine mutlaka kabul ettireceklerini plânladıkları bilinmektedir.

35 yıldır konu ile ilgilenen, karşı propaganda faaliyetlerine hazırladığım filmler, yazdığım kitaplar ve verdiğim konferanslar ile fiilen katılan bir aydın olarak ben diyorum ki;

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Talat Paşa Komitesinin AİHM’deki yargılama sürecinin geldiği nokta, Türkiye’nin 100 yıllık Ermeni Sorunu geçmişindeki en olumlu ve en güçlü argümanı olarak önümüzde durmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin; konuyu Doğu Perinçek ve Talat Paşa Komitesinin özel davası olarak görmek gibi bir tutumu olamaz. Olmamalıdır.

T.C. Devleti; tüm güçleri ile AİHM’e müdahil olduğu takdirde 100 yıllık soykırım yalanları bir daha açılmamak üzere kapanacaktır. TBMM, Bakanlar Kurulu, üniversiteleri, medyası, baroları, ve sivil toplum kuruluşlarımızın tek elden yönlendirildiği koordineli bir çalışmayı 1981-1983 yıllarında devletimiz yapmış ve tüm dünyada 43 diplomatımızı şehit eden Ermeni terörü bıçak gibi kesilmiştir.

Bugünde önümüzde çok önemli bir fırsat bulunmaktadır. Bu fırsatı değerlendirme makamı TBMM’dir. Dolayısı ile bu yüce meclisin başkanı olarak siz tarihi bir görevle karşı karşıya bulunmaktasınız. Zaman azalmıştır ama henüz yeterli hazırlık için zamanınız vardır. Buna göre TBMM şunları yapabilir;

– TBMM “Ermeni Soykırım Yalanları ve Alınacak Tedbirler” konusu ile özel toplantıya çağrılır. Bu toplantıda oy birliği ile Ermeni Soykırım Yalanları şiddetle kınanır. Dünyaya ilan edilir.

– TBMM’ni temsilen İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in AİHM’ne müdahil olarak katılması kararı alınır.

– Doğu Perinçek ve Talat Paşa Komitesine aynen 1984’te Pariste Orly Davasına TC. Devleti adına onur tanığı olarak katılması sağlanan Prof. Dr. Türkkaya Ataöv ve Prof. Dr. Mümtaz Soysal’a yapıldığı gibi devletin tüm arşiv belgeleri ile destek sağlanır.

– Mahkemeye müdahil olarak katılacak heyete özel uçak ve sekretarya verilir ve yakın güvenlikleri en iyi şekilde devletçe sağlanır.

– TRT başta olmak üzere 24 saat süre ile yayın yapacak şekilde medya desteği sağlanır.

– YÖK devreye sokularak üniversitelerimizin tamamının 10’u öğretim üyesi 90’ı öğrenci olmak üzere 100 kişilik kafileler halinde bu tarihi davaya dinleyici olarak katılması sağlanır. Bu heyetlerin THY ve Türk Ordusunun nakliye imkanları ile taşınması, ayrıca iaşe ve ibadeleri büyükelçilik vasıtasıyla sağlanır.

– Her üniversitemizde mahkeme günlerinde medya ile dünyaya duyurulan açık oturum, sempozyum, panel ve konferanslar vs yapılır.

– Barolar Birliği vasıtasıyla 81 il barosunun 10’ar kişilik temsili heyetler ile davaya müdahil olmaları sağlanır.

Sayın Çiçek;

100 yıl sonra ortaya çıkan tarihi durumun geliştirilmesi için ilk adımın atılması size düşüyor. Bu yazdıklarım bana göre asgari düzeyde ama olmazsa olmaz yapılması gereken bazı tedbirlerdir. Devletimizin imkan ve kabiliyetleri çok daha iyisini yapacak güçtedir. Ermeni Diasporası, tarihinde ikinci kez Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve dolayısıyla Türk milletinin gerçek gücünü göreceği için dava sonunda Türkiye’nin 100 yıllık Ermeni Soykırımı dosyası bir daha açılmamak üzere kapatılabilir.

Peki bütün bunlar yapılmazsa, TBMM, AİHM’deki davaya ve Doğu Perinçek’e sahip çıkmaz ise ne olur.? Türkiye Cumhuriyeti Devleti Ermenilere soykırım yapıldığını kabullenmiş olur. Ve daha yıllarca haklı olduğu davada dünyadan dayak yemeye devam eder.

Ben sizin geçmiş siyasi tecrübenize ve hukuki bilgi birikiminize dayanarak aklıselim ile hareket edeceğinize ve TBMM’nin bu davaya Türk Milleti adına ağırlığını koyacağına inanıyorum..

Dr. Tahir Tamer Kumkale

Dr. Tahir Tamer Kumkale

1947’de Zonguldak’ta doğan Tahir Tamer Kumkale; 1961’de Selimiye Askeri Ortaokulunu, 1964’de Kuleli Askeri Lisesini, 1966’da Topçu Asteğmeni olarak Kara Harp Okulunu, 1967’de Topçu ve Füze Okulunu, 1977’de Kara Harp Akademisini, 1984’de Silahlı Kuvvetler Akademisini bitirmiştir. Asker Kumkale; 30 yıl Türk ordusunun çeşitli birimlerinde Topçu Bölük/Batarya K., Piyade Tabur K. ve Mekanize Piyade Alay K.lığı yapmıştır. Karargah hizmeti olarak MGK.Genel Sekreterliği, Harp Akademileri, Genelkurmay, KKK.lığı, 3’ncü Ordu, Ege Ordusu ve 8 nci P.Tüm.’de görev almıştır. 1983-1985’de kuruluşunu yaptığı Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Toplumla İlişkiler Başkanlığında (Psikolojik Harekat Teşkilatı) yöneticilik yapmıştır. 1996’da Harp Akademileri Askeri Bilimler Araştırma Merkezinden Kurmay Kıdemli Albay rütbesi ile emekli olmuştur. Sultanahmet İktisadi ve Ticari İlimler Akademisine 1968-1970 yıllarında eğitim gören Kumkale; 1986’da Ankara Üni. Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü doktora programını “Atatürk’ün Ekonomik Görüşleri” tezi ile bitirip Cumhuriyet Tarihi doktoru olmuştur. Türk toplumunun aydın kesimine hitaben iki binden fazla konferans vermiştir.

Bu konferanslarda; Türkiye’de Yıkıcı ve Bölücü Akımlar, Türk Tarihi, Atatürkçülük ve Türk Kültürü konularını işlemiştir. 1980-1983’de TRT’de yayına giren; “Canlı Tarih”, “Tarihte Ermeniler”, “Boy Hedefi Türkiye”, “Neden Hedef Türkiye”, “Vatan Borcu” filmlerinin yapım ve yönetimini üstlenmiştir. 2007’de “Kumkale Bölgesi Muharebesinin 92’nci Yılında Birinci Anma Töreni” başlıklı belgeseli hazırlamıştır… 1987’de Trakya Üniversitesinde vermeğe başladığı Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi derslerine 1995’den itibaren İTÜ’de, 1997’den itibaren Fatih Üniversitesinde devam etmiştir. 2000-2002 yıllarında Fatih Üniversitesi “Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölümü ve Atatürk Araştırma Merkezi Koordinatörü” görevini yürütmüştür.. 15 yıl Genelkurmay Türk Askeri Tarih Komisyonu Genel Kurul üyesi olarak görev yapan Kumkale’nin basılmış 26 kitabı mevcuttur.

Türk-Rus İlişkileri -Türklerde Motivasyon -Neden ve Nasıl Atatürkçülük -Küçük Adada Büyük Oyunlar -Beynimizi Kimler ve Nasıl Yönetiyorlar -Atatürkçü Olabilmek -Atatürkçü Olmak -Türk İnsan Mühendisliği -Ermeni Soykırım Yalanları -Derin Devlet -Atatürk’ün Ekonomik Mucizesi -Devr’i Tayyip -Psikolojik Savaş – Asimetrik Savaş -Putin’in Rusyası -Kıbrıs’ta Sona Doğru -Okuyorum -Kumkale Muharebeleri, – Tayyip Kalfa- Gündem-Ermeni Sorunu El Kİtabı eserlerinden bazılarıdır. 10 Ocak 2000’den başlayarak “BİLDİRİ-YORUM” sitesinde (www.kumkale.net) Türkiye’nin güncel sorunlarına ilişkin düşüncelerini yazmaktadır. 1997’de BİZİM ANADOLU Gazetesi ile başladığı gazete köşe yazarlığına ÖNCEVATAN, HÜRYILDIZ, TUFAN, GÜNBOYU, TÜRKHABER ve ULUSALSES gazetelerinde devam etmiştir. Evli ve üç çocuk babası olan Dr. Tahir Tamer Kumkale İngilizce bilmektedir.

DUYURU /// CHP MİLLETVEKİLİ ATİLLA KART : TBMM Başkanının Anayasal İhlali Hakkında..

Basın Duyurusu;

TBMM Başkanının Anayasal İhlali Hakkında….

TBMM Başkanının 15 Ağustos 2014 tarihinden itibaren gerçekleştirdiği anayasal ihlâllerle ilgili olan işlem aleyhine, Tarafımızdan 25 Eylül tarihinde Ankara İdare Mahkemesine dava açılmıştır.

Hukuk devletlerinde her kim olursa olsun, Herkes ; görev suiistimallerinin ve anayasal ihlallerin hesabını mutlaka ve bir gün verecektir.

Yargı organları her ne kadar siyasi iktidar tarafından kuşatılmış ise de ; hem bu ihlâlleri kayıt altına almak ve hem de bu yöndeki yeni girişimleri önlemek ve hukuk haysiyetinin tümüyle yok edilemeyeceği inancıyla ; bu yöndeki çalışmalarımızı bundan böyle de kararlılıkla sürdüreceğiz.

5 sayfadan ibaret dava dilekçesinin örneği ilişikte sunulmuştur.

Kamuoyunun bilgilerine saygıyla duyurulur.

İdare Mahkemesi Sayın Başkanlığına; Yürütmenin Durdurulması ve duruşma talebimiz vardır.

Ankara

Davacı;

Atilla Kart.

Konya Milletvekili – TBMM-Ankara.

Davalı ;

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı.

TBMMAnkara.

T.Konusu ;

(a) Anayasanın âmir ve açık hükümlerine, hukuka ve mevzuata fâhiş ölçülerde aykırı olan, kamu yetkisinin kötüye kullanılması suretiyle tesis olunan TBMM Başkanlığının 29.08.2014 tarih- 192969 sayılı işleminin iptaline;

(b) Hukuka açıkça aykırı olan, yok hükmünde olan iş bu işlemin uygulanmasına devam edilmesi halinde, kamu yönetimi adına doğmuş olan kaosun ve mağduriyetlerin telafisi mümkün olamayacak boyutlara ulaşması kaçınılmaz olduğundan ; evrak üzerinde ve savunma süresi beklenmeksizin yürütmenin durdurulmasına ; karar verilmesi talebinden ibarettir.

Tebliğ Tarihi ;

29.08.2014

Açıklama ;

(A) Olay ;

(I) 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi sonucunda, R.T.Erdoğan, halk tarafından Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir.

Geçici sonuçlar YSK tarafından 11 Ağustos tarihinde açıklanmıştır.

(II) Kesin Seçim sonuçları ise, YSK tarafından 15.08.2014 tarih-3719 sayılı yazıyla tespit edilmiş,

mezkûr yazının 3. bendinde ; R.T.Erdoğan’ın 12. Türkiye Cumhurbaşkanı seçildiğinin tespitine ve adına mazbata düzenlenmesine;

4. bendinde ; 6271 sayılı yasanın 20/1. maddesi gereğince , durumun; TBMM Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Makamına bildirilmesine ,

TRT aracılığıyla kamuoyuna duyurulmasına,

Karar örneği ve eki cetveller ile Cumhurbaşkanı seçilen R.T.Erdoğan’ın mal bildiriminin Resmi Gazetede yayımlanmasına karar verilmiştir.

(III) Yasal ve anayasal düzenlemeler böylesine açık ve âmir hükümler içermesine, hangi Kurum’un hangi görevleri yapacağı tereddüde yer vermeyecek şekilde ve re’sen hüküm altına alınmış olmasına rağmen ; en başta Cumhurbaşkanlığı Makamı , TBMM Başkanlığı , Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı olmak üzere ilgili anayasal Kurumlar görev ve sorumluluklarının gereğini yapmadığından; iş bu davayla, TBMM Başkanlığının yukarıda sözü edilen işleminin iptali talebiyle dava açılması zorunluluğu doğmuştur.

(B) Anayasal ve yasal değerlendirme;

(I) Anayasanın 101/son maddesi, 102 ve 103. maddeleri ; 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununun 4/1, 4/5, 14/2, 20, 21, 24. maddeleri , iş bu dava konumuzla doğrudan ilgilidir. Bu maddeler birbirini tamamlamaktadır.

Bu maddelerle ; Cumhurbaşkanı seçilenin varsa partisiyle ilişiğinin kesileceği ve TBMM üyeliğinin sona ereceği ; seçilen adayın mal bildiriminin , seçim sonuçlarının kesinleşmesini müteakip Resmi Gazetede yayımlanacağı ; seçimin kesin sonuçlarının , YSK tarafından TBMM Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Makamına bildirileceği , kamuoyuna ilan edileceği ve Resmi Gazetede yayımlanacağı ; kanun hükümlerinin TBMM Başkanı ile Bakanlar Kurulu tarafından yürütüleceği hüküm altına alınmıştır.

(II) Yukarıda sözü edilen anayasa ve yasa maddelerinin içeriği son derece açıktır.

Mezkûr maddeler içeriklerine göre; kesin seçim sonuçlarının yetkili ve görevli merci olan YSK tarafından açıklandığı 15 Ağustos tarihi itibariyle ; 12. Cumhurbaşkanı seçilen R.T.Erdoğan’ın siyasi parti üyeliği ve TBMM üyeliği , anayasa ve yasa gereği düşmüştür. İlgili merciler bu durumu re’sen kayıtlarına intikal ettirmekle sorumludur. Bu hükümlerin pratik anlamı ; AKP Genel Başkanlığının ve Başbakanlık Makamının sözü edilen tarih itibariyle “boşalmış” olmasıdır.

Buna göre; 6271/24. madde gereğince, yasayı yürütme mevkiinde olan TBMM Başkanı , 15 Ağustos saat; 18.00 itibariyle, 12. Cumhurbaşkanı seçilen R.T.Erdoğan’ın Milletvekilliği kaydını TBMM kayıtlarından düşmeli ve aynı gün 6271/14-2. madde gereğince mal bildirimini yayımlanmak üzere , Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğüne göndermelidir.

TBMM Başkanının bu yükümlülüğü yoruma meydan vermeyecek ölçüde açık bir şekilde düzenlenmiştir. Esasen, 6271 sayılı yasa hükümleri dışında , Anayasanın 101/son maddesinde de bu konu açık ve âmir bir şekilde düzenlenmiştir.

15 Ağustos-saat; 18.00 itibariyle; Siyasi Partilerin sicilini ve üyelik ilişkilerini tutmakla sorumlu olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, Vekaleten Başbakan görevlendirmesini yapmak durumunda olan Cumhurbaşkanı’nın, Siyasi Partiler Yasasının 15/son ve AKP Tüzüğünün 78. maddesi uyarınca , yeni Genel Başkanı seçmek üzere olağanüstü kongreyi düzenlemekle sorumlu olan AKP-MKYK organının sorumluluğu ; iş bu dava konumuzun dışındadır.

Bu süreçlere yönelik başvurular ayrı zeminlerde takip edilmelidir.

Yukarıda da ifade edildiği gibi iş bu davanın konusu, TBMM Başkanlığının konuyla ilgili görev ve sorumluluğuyla sınırlıdır.

(III) Seçilmiş Cumhurbaşkanını belirleyen Kurucu İrade, Halkın iradesidir. Halkın iradesi 10 Ağustos tarihinde saat; 17.00’de seçimlerin bitmesiyle birlikte tecelli etmiştir, inşa edilmiştir.

YSK , halkın inşa ettiği bu iradeyi, 15 Ağustosta tutanağa bağlamış, tevsik etmiştir.

23. Dönem MHP Milletvekili merhum M.Cihat Özönder ile ilgili YSK kararı ve ABD Başkanlık sistemindeki uygulamalar da , yukarıda sözü edilen söylemlerimizi doğrulamaktadır.

TBMM Başkanlığının tesis ettiği dava konusu mezkûr işlemde, tüm bu gereklilikler gözardı edilmiştir. Hiçbir somut gerekçe içermeyen, talebi geçiştirmek isteyen ve savsaklayan TBMM Başkanlığı , talebin özüne cevap vermek yerine ; 15-28 Ağustos tarihlerinde yaşanan fiili durumu bir cümle ile özetlemiştir.

Yasama organı konumunda olan TBMM Başkanlığının , anayasanın âmir hükümlerini ayaklar altına alması , başlı başına bir hukuk ayıbıdır. Anayasayı özenle ve kıskançlıkla koruması gereken TBMM Başkanlığı, seçilmiş Cumhurbaşkanının yaratmış olduğu rejim krizi ve anayasal darbeye karşı, TBMM’nin saygınlığını koruyamamış ve üstüne düşen görevi yapmamıştır.

(IV) Öte yandan; YSK’nun, süreçle dolaylı olarak bağlantılı olan ve ilişikte örneği sunulan 21.08.2014 tarih-2014/3827 sayılı kararında da , muhtelif muhalefet şerhlerinde; “….kesin sonuçlarla ilgili tutanak ve kararın Resmi Gazetede yayınlanmamış olması Cumhurbaşkanı seçim sonuçlarının kesin olduğunu etkilemez, bu husus kamu kurum ve kuruluşlarının bilgilenmesi ve durumun resmi kayıt altına alınması için yapılması gereken usuli bir işlemdir….” denilmek suretiyle; seçim sonuçlarının 15 Ağustos tarihi itibariyle uygulanması zorunluluğu dile getirilmiştir.

YSK, bir anlamda yukarıda sözü edilen ve re’sen uygulanması gereken, Anayasa’nın 101/son ve 6271 sayılı yasanın ilgili maddelerine atıfta bulunmuştur. YSK’nun sözü edilen tespitleri ve kararı da, dile getirdiğimiz gerekçeleri doğrular niteliktedir.

(C ) Özetle ;

Arz olunan ve re’sen görülecek sebeplerle; Davalı TBMM Başkanlığının tesis ettiği işlem, yasal ve anayasal dayanaktan yoksun olmanın ötesinde , yukarıda sözü edilen âmir hükümlere açıkça aykırıdır.

Ayrıca tesis olunan işlemde hiçbir somut ve tutarlı gerekçe de söz konusu değildir.

12. Cumhurbaşkanı seçilen R.T.Erdoğan’ın, 15 Ağustos – saat; 18.00 itibariyle TBMM Üyeliğinin ve AKP Üyeliğinin sona erdiği sabit ve tartışmasızdır. Bu yükümlülüklerden TBMM Üyeliğini kayıtlardan düşürmekle sorumlu olan TBMM Başkanlığının bu yönde işlem tesis etmemiş olması ; hukuka fâhiş ölçülerde aykırı olmuştur.

Bu sebeplerle, “red “ niteliğinde olan ve aslında “yok hükmünde olan” mezkur işlemin iptaline karar verilmesini talep etmek zorunluluğu doğmuştur.

Davacı

Atilla Kart

Konya Milletvekili

25 Eyll 2014 TBMM Bakannn 15 Austos tarihinden itibaren gerekletirdii anayasal ihlaller hk.docx

18 Eyll 2014 dare Mahkemesi Sayn Bakanlna Daval TBMM Bakanl hk 5 say fadan ibaret dileke…doc

DUYURU /// CHP MİLLETVEKİLİ ATİLLA KART : Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürüyle a ynı konuma gelen TBMM Başkanı…

29.08.2014

TBMM Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın TBMM Başkanı Sn. Cemil Çiçek tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını İçtüzüğün 100. maddesi gereğince saygıyla talep ederim.

Atilla Kart

CHP Konya Milletvekili

6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununun ilgili maddeleri, TBMM Başkanına doğrudan sorumluluklar yüklemektedir. Yasanın 4/5. , 14/2 ve 20/1. maddelerinde, açık ve âmir düzenleme getirilmiştir.

Anayasanın 101 ve müteakip maddelerindeki düzenlemelerin gereği olarak, 12. Cumhurbaşkanlığı için, 10 Ağustos tarihinde seçim yapılmıştır. Seçim sonucunda R.T. Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Seçmen, bu Kurucu İradeyi inşa etmiştir. Kurucu İrade, yani “Seçilmiş Cumhurbaşkanı” iradesi, YSK Tarafından 15 Ağustos tarihi itibariyle tevsik edilmiştir. YSK Başkanı, bu belgeyi, 15.08.2014-3719 sayıyla, Anayasal gereği yapılmak üzere saat;18.00’de, TBMM Başkanlık Makamında kamuoyunun huzurunda Siz’e teslim etmiştir.

Buna göre, Anayasanın 101/son, Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununun 4/5, 14/2, 20/1, 24. maddeleri uyarınca ; 15 Ağustos tarihi itibariyle Başbakanlık ve AKP Genel Başkanlık Makamı anayasal olarak ve re’sen boşalmış olmakla ; bu durumun yasal ve anayasal sonuçlarının hemen yerine getirilmesi gerekirken; Anayasal Kurumlarımızın işlevini kaybetmiş olması sebebiyle ; Türkiye’de 16 Ağustos’tan bu yana, Devlet yönetiminde “fiili bir durum” doğmuştur. Türkiye, bu tarih itibariyle ve “Seçilmiş Cumhurbaşkanı” eliyle, Kanunsuz Emir ve Talimatlarla yönetilmektedir.

TBMM Başkanının ; hiçbir talep ve başvuruya tâbi olmadan, anayasal zorunluluk sebebiyle ve re’sen bu durumu TBMM kayıtlarına intikal ettirmesi gerekirken, bu anayasal gerekliliğin yerine getirilmediği bilinmektedir. TBMM Başkanı da, “Kanunsuz Emir ve Talimatları” uygulama konumuna girmiştir. En hafif deyimiyle; Anayasanın 137 ve TCK’nın 257. maddelerini ihlâl eden konumdadır. Anayasal zorunluluklara ve hukuka uymak yerine, AKP’nin ve R.T.Erdoğan’ın kişisel ve siyasi çıkarlarını koruyan “Parti Memuru” konumuna girmiştir.

Kanunsuz Emir ve Talimata uymak suretiyle, Resmi Gazete’deki yayımı engelleyen Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürü ile TBMM Başkanı aynı konuma gelmiştir. Demokrasimiz ve milli irade adına kaygı veren bir tablodan söz ediyoruz.

Anlatımı yapılan bulgu ve değerlendirmeler

kapsamında soruyoruz;

(1) 6271 sayılı Yasanın 4/5. maddesi kapsamında, 15 Ağustos tarihi itibariyle Seçilmiş Cumhurbaşkanı konumuna geldiği YSK işlemiyle tevsik edilen R.T.Erdoğan’ın; Milletvekilliği ilişiğinin kesilmesi işlemini 28 Ağustos tarihine kadar neden yapmadınız?

(2) 15 Ağustostan sonra, düşen Hükümet konumuna gelen 61. Hükümet adına 28 Ağustos tarihine kadar TBMM’ye intikal eden tezkerelerin akıbeti nedir?

Bu tezkereler neden iade edilmemiştir?

(3) Anayasal anlamda düşen bir Hükümet söz konusu olmakla, 28 Ağustos tarihinde TBMM’nde, Hükümet’in temsil edilmesine neden göz yumdunuz?

(4) 6271 sayılı Yasanın 14/2. maddesine göre; 15 Ağustos’u müteakip , Seçilmiş Cumhurbaşkanının mal bildiriminin Resmi Gazetede hemen yayımlanması zorunlu olmasına ve bu konudaki yürütme yetkisi ve sorumluluğu TBMM Başkanına ait olmasına rağmen; bu yasal gerekliliği bugüne kadar neden yerine getirmediniz? Mal bildirimini TBMM’nin internet sitesinde neden yayımlatmadınız?

29 austos 2014 soru nergesi TBMM Bakanlna cumhurbakanl seimi sreci ve uygula malar hk.doc