YAZAR OLACAKLARIN DİKKATİNE : Kitap Yazmak Hakkında bazı faydalı bilgiler

Kitap basımı nasıl yapılır?

Açıkçası nesne olarak kitap, hayatımızın her bölümünde var. Kitap basımı Gerçekten estetik isteyen enerji isteyen bir eylemdir. Kitap basımı dediğimizde şunu anlamayalım; kitap basımı yazardan, yazarın fikirlerinden, öngörülerinden başlar. Açıkçası kitapçıya kadar bütünü düzenleyen, bütününe kitabı koyan kitapçının kitaba bakış açısına kadar gider. Böyle geniş ve soyut bir dünyası olduğu gibi son derece teknik ve somut bir dünyası da var bu da bildiğimiz matbaa teknikleri ama bunu da yine belirleyen daha çok editör ve yazardır. Kitap basımında son günlerde Türkiye de epey gelişmeler var. Yani Avrupadan ya da farklıülkelerden alınan teknikler var. Bunlarla da çok güzel yerlere doğru gidiyoruz. Yani yurt dışında fuarları kitapçıları gezen arkadaşlarım hiç onlardan eksik bir yanımız kalmadığını hatta bazı yaratıcılık düzeyinde epey etkin olduğumuzu söylüyorlar.

betonkapak-300x219.jpg

Kitap nasıl çıkartılır?

Bunun iki tane sonucu var birisi olumlu birisi olumsuz. Yani kitap nasıl çıkarılır diye biri bana sorduğunda açıkçası öncelikle kitabınız nedir diye sorarım. Bunu arkadaşım ya da benim bağlı olduğum kurum Park Kitap editörü olarak da bana sorduğunda ben sana yine böyle sorarım. Derim ki dosyan nerede kitabın nerde. Öyle kitap nasıl çıkarılır sorusuyla doğan bir sürü kötü dosyalarda var sonuçta. Bunu engellemek için biz öncelikle şunu yapıyoruz kitap olma bağlamından uzak metinlerdeki içerikleri nedeniyle bunları reddediyoruz. Diyoruz ki estetik anlam düzeyinde bunu yükselt öyle getir. Ama bunların sayısının yanı sıra diğerlerinin de sayısı var. Yani yazar gerçekten iyi iş yapmış ve kitap nasıl çıkarılır diye gelmiş bana soruyor. Bende diyorum ki önce bir dosyanızı görelim ondan sonra üzerinden bir geçelim. Edite edelim ondan sonra kitabı çıkartalım.

fklavyekapak-231x300.jpgpatronolmakkapak-192x300.jpg

Kitap nasıl yazılır?

Bu açıkçası cevabı çok geniş olan bir soru. Herkesin önemli bir deneyimi var şu dünyada. Kimsenin deneyimi azımsanmayacak derecede. Yurt dışında biraz daha okuması yazması bol olan ülkelerde özenle not alır. Örneğin herhangi bir marangoz herhangi bir senator ya da herhangi bir entelektüel. Açıkçası şöyle de bir tarafı var. Her not alma o kişiyi mesleği ne olursa olsun entelektüelitesini yükseltiyor. Yurt dışında da örnekleri var. Kitap nasıl yazılır sorusunu artık bir kenara bırakmalı. Ellerinde zaten epey bir dosya oluyor yani değerlendirilecek bir dosyaları oluyor ve bu dosya ile kitap nasıl çıkarılır kitap nasıl yazılır sorusuyla beraber bir editöre gidiyorlar. Bu standardın bizim ülkemizde de rahatlıkla olması gerekiyor. Örneğin bir işadamının bir sporcunun ya da bir bankacının hatıraları anıları gibi çalıştığı bölümdeki mesleki deneyimleri de çok değerlidir. Bu gibi kişilerin ülke kültüründen de bahsediyorum. Bu gibi kişiler rahatlıkla kitap nasıl yazılır sorusuyla bir editöre gittiklerinde herhangi bir editörün onlara Park Kitap gibi olan yapılarda olduğu gibi yardımcı olacağını düşünüyorum.

karsilasmalarkapak-192x300.jpgcemsultankapak-193x300.jpg

Öykü yazmak istiyorum. Nasıl yazmalıyım?

Bir dostum geldi bana bildiğimiz bütün edebiyatçıları elden geçirmiş adam. Sordu bana öykü yazmak istiyorum nasıl yazmalıyım diye bu beni şaşırttı çünkü öykü yazmak istiyorum nasıl yazılır sorusunu soracak birisine benzemiyor. Yaşı da epey geçkin yani 60 yaşındaydı o kişi ve ben öykü nasıl yazılır sorusunun cevabını ona vermeye çalıştım. Kendi aldığı notlara baktım gerçekten paragraf paragraf cümle cümle baktığımda epey sağlam metinler ama bir öyküyü oluşturmak için gerçekten öncelikle teknik şeylere başvurmak gerekiyor. Bunu ya yazı atölyelerinde alırsınız ya da kuramsal metinlerden alırsınız yahut oturup gerçekten kendi tekniğinizi kendiniz geliştirmeye çalışırsınız. Ama mutlaka bir tekniğe ihtiyacınız var.

beyazkaplankapak-207x300.jpgdebutkapakthumb-208x300.png

siir.png

Nasıl şiir yazılır sorusu kolay bir soru değildir. Yani öyküdeki romandaki kadar kolay cevaplanabilecek bir soru değil ama şiir yazabilmenin ufak cevaplarını verebiliriz. Şiir yazabilmek için öncelikle cümle kurmayı bilmek gerekir. Bunun yanı sıra imge nedir bunu öğrenmek şart. Şiir yazarken gerçekten yumruklarını sıkmak gerekir ve son olarak birçok şairimizi bilmek gerekir. Yani ben şu cevabı sevmiyorum. Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet okurum.. Bunlardan daha öte daha başka şairlerimizde var. Yani ben sadece bunları okuyarak şiir yazmaya başlarsam ortaya çıkacak şeyler belli. Nasıl şiir yazılırın cevabı birikimlerle beraber aynı zamanda yetenek dediğimiz bilgiler ve beklide en önemlisi ruhla da ilgili. Bu biraz daha bizim ruhsal deneyimimizle ilgili ve ne yazık ki Türkiyede çok az iyi şiir var.

oyunsabahlar-213x300.pngogulumsuyordu.png-185x300.jpg

Roman yazmak istiyorum. Nasıl yazmalıyım?

Roman açıkçası önemli bir yaşam deneyimidir. Roman daha çok hem okuma deneyimine hem de yaşam deneyimine bakıyor. Bu anlamda roman nasıl yazılır sorusunun cevabına şayet biz oturup da bu deneyimi yeniden elde edemeyeceğimize göre şu cevabı verebiliriz. Teknik geliştirmek yani roman yazmak isteyen kişi ideal kavram budur. Bu tabi bir yıl iki yıla falan yayılabilir bir süre.

Romanının konusunu ,içeriğini, ondan sonra taslağını belirler. Yavaş yavaş üzerine çalışır. Benzer konularla ilgilenir. Daha uçtaki konularla ilgilenir ve önemli bir deneyime sahip olduktan sonra romanını yazmaya başlar ama dediğim gibi bu biraz daha yıllarla bağlantılı bir şey.

insanayolculuk.png-192x300.jpgagabey.png-207x300.jpg

Nasıl yazar olunur?

Bu da epey yuvarlak bir soru. Siz yazı yazarsınız, siz kâğıtları doldurursunuz güzelce. Bu kâğıtları doldurduktan sonra yazar mısınız değil misiniz bu sizin umurunuzda olmaması gerekiyor. Hatta kitabınızın olup olmaması da gerekli değil. Yıl 1950ler Amerika da Tolkner orda ki hocaya diyor ki senin öğrencilerin yazar mı olmak istiyorlar yazı mı yazmak istiyorlar ve böylelikle bende şu soruyu şöyle sorarım. Nasıl yazı yazarım nasıl yazar olurum yerine nasıl yazı yazarım nasıl yazarım sorusunu sormak daha doğru.

Nasıl yazar olunur?

Kitap yazdım çünkü buna okurlar karar verecek. Yani buna yazı yazanın yazar olduğuna ve yazdığının kitap olduğuna okurlar ve içinde kitapçıların, editörlerin ve basının olduğu camia karar verecek.

Dosyamı nasıl bastırırım sorusunun cevabı da şudur. Siz yarattığınız dosyayı bastırmaya değer görüyorsanız zaten mutlaka bir tane yayınevinin kapısını çalacaksınız. Örneğin Park Kitabın kapısını çaldınız. İçeriye girdiniz ve soracağınız soruları az çok tahmin edebiliyorum. Hemen cevaplandırmaya çalışayım onları. Birincisi en önemli aşama edisyon aşaması. Yani dosyanızı biz yeniden düzenlemek ve okura sunmak zorundayız. Bunun için sizden destek istiyoruz. Yani bize yardım edeceksiniz dosyanızı düzeltirken. İçinde dosyanızın dağıtımı tanıtımı ve başka başka aşamalar var. Birinci aşamayı biz eğer düzgün yaptığımıza inanıyorsak ikinci aşamalarda ister istemez piyasa gerekleri doğrultusunda hallolunacaktır. Bu konuda endişeniz olmasın. Onun bandrolünü almak gerekiyor. Yayınevinin bunu alması tek başına yeterli değil. Matbaadan çıkması da yeterli değil. Önceki aşamalar yani edisyon aşaması ve sonraki aşamalar dağıtım ve tanıtım aşamaları az önce bahsettiğim o iki küçük aşamadan daha çok emek isteyen sizin de emeğinizi isteyen yayın evinin de emeğini isteyen önemli aşamalar.
Sedat Demir


Park Kitap Yayın Yönetmeni

Hikaye Nedir? Nasıl Yazılır?

hikaye.jpg

Kuru söz akılda kalır mı? Bir kulaktan girer diğerinden çıkar. Bu yüzden eski çağlardan beri hikayeler anlatılır. İnsanları olaylarla etkilemek daha kolaydır. Her insan dinlediği ya da okuduğu hikayeden kendince bir ders çıkarır. Eskiden yazının olmadığı ve insanların yazıyı az kullandığı zamanlarda hikayeler sözlü anlatılırmış. Son birkaç yüzyıldır kitaplardan okunurken internette daha fazla hikaye görür olduk.

Hikaye bir olayın kurgulanarak anlatılmasıdır. Romandan farkı çok fazla olay örgüsü ve karakter içermemesidir. Hikaye yazmak bu yüzden daha kolaydır. Herkes hikaye yazabilir ama roman yazamaz. Roman sabır ister. Hikayeler de iki bölümde incelenmelidir.

1-Kısa hikayeler
2-Uzun hikayeler

Kısa hikayeler (öyküler): Kısa öykülerin olay kahramanları sınırlıdır. Birkaç kişiyi geçmez. Olay örgüsü çok kısadır ve etkileyici olmak zorundadır. Tek bir konu üzerinde durulur.
Hikayeler: Öykülerden biraz farlıdırlar. Birkaç bölüm halinde yazılabilirler. Olay kahramanları daha fazla olabilir. Birkaç olayın iç içe geçmesinden oluşabilir. Roman kadar karmaşık değildir, öykü gibi de basit ve kısa değildir.

Hikayede anlatış tarzı çok önemlidir. Hikayeyi anlatan kişi ya birinci tekil kişi yani ben ya da üçüncü tekil kişi olabilir. Hikayeyi birinci tekil kişi anlatıyorsa duygularını anlatmak çok kolaydır. Fakat bir dezavantajı vardır. Yapılan davranışları ya da duyguları dışarıdan göremeyiz. Tek taraflı ve yanlı düşünmemize neden olur. En güzeli üçüncü tekil kişi kullanmaktır. Bu şekilde hikayemiz daha inandırıcı olur. Üçüncü tekil kişiler hikayeyi gördükleri gibi anlatırlar. Hikaye kahramanının düşüncelerini duyamayız. Konuşmalarını duyabiliriz ve davranışlarını görebiliriz.

Yazar davranışları tasvir etmelidir. Eylemler insanın gözünün önüne gelmelidir. Konuşulanlar duyulmalıdır. Tıpkı televizyonda ya da sinemada bir film seyrediyor gibi hissetmelidir okuyucu. Böyle olması günümüzün okuyucuları için önemlidir. Çünkü artık görsellik televizyonlar sayesinde daha ön plana çıkıyor. Okuduğunu gözünün önünde canlandırabilen bir okuyucu ise bundan zevk alır ve asla sıkılmaz.

Hikayenin dili de önemlidir. Dilbilgisine dikkat etmek gerekir.Okuyucuyu sıkmamak için uzun uzun cümleler kullanılmaz. Eylemler anlatılırken birkaç kelimelik cümlelerle anlatılırsa göz önüne getirilip canlandırma daha kolay olur. Sıfat yerine de imgeler kullanılırsa etkiyi artırır.

Hikaye kahramanlarını konuştururken, o şunu dedi, bu bunu dedi demekten kaçınmalıyız. Olayın akıcılığını bozar. Tırnak işaretleri kullanıp her kahramanın konuşmasını birbirinden ayıracak olursak daha akıcı olur.

Kısacası biz olayı anlatmamalıyız, göstermeliyiz. İşte o zaman iyi yazar oluruz.

Öykü Nasıl Yazılmalı?

writing.jpg

1. Bir kağıt üzerinde beyin fırtınası yapın. Bu karakterleri, çatışmaları ve çözümlemeleri içersin.
2. Öykünüzün olay örgüsünü beyin fırtınanızdan seçin. Hikayenizin kısa bir özetini yazın. Bu ne yazacağınız hakkında size genel bir bilgi verir.
3. Yazmaya başlayın. Kısa kurgusal bir hikaye yazarken, sık sık beyin fırtınası yapmak gereksizdir.. Eğer özel bir sitil deniyorsanız, düşüncelerinizi buna göre ayarlamalısınız.Fakat, yine de aklınıza ne gelirse basitçe yazın. İlerledikçe yazdıklarınız sizi şaşırtacaktır.
4. Yazıyı gözden geçirin. Hikayenizin bittiğine inanıyorsanız, baştan sona okuyup, yanlışlarınız varsa düzeltiniz. Bunlar mantık hataları olabileceği gibi imla hataları da olabilir.Genelde, hikayenizin akıcılığına ve karakterlerinizin problemlerinin tam olarak verildiğine emin olun.Hikayenizin şekli hakkında pek fazla dert etmeyin.Doğal olarak sizin aklınız ilginç bir hikaye üretecektir.
5. Bitirdiğine inanıyorsanız, öykünüzü arkadaşlarınıza gösterin. Onlardan yapıcı eleştiriler yapmalarını isteyin.

Kitap Yazarken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

blog.png

İnsanoğlunun masum zevkleri vardır.. Bunlar yaşandıktan sonra yere düşmüş hissi vermeyen, düşündükçe artan manevi zevklerdir.. Kitap yazmak da bunlardan biridir.
Kitap yazmaya orta okul yıllarımda başladım.. O zamanki yaptığım şeye kitap yazmak denmez tabii, sadece birşeyler karalıyordum..

Eğer uzun bir zamandır kafanızda bir kitap yazmak gibi bir fikir varsa , bunu hiç bekletmeyin derim ben !

Yazmaya başlarken şunları yapmalısınız;

1. Çok kitap okuyup değişik üslupları görmek (unutmayın o anda okuduğunuz kitabın üslubuna benzer bir üslubu o günlerde yazdığınız yazılarda da kullanırsınız, bu yzden bir çok yazarı okumalı ve incelemelisiniz ki özgün bir tarzınız olabilsin.)

2. Sürekli bir şeyler yazmak (eğer mükemmeliyetçi bir karaktere sahipseniz kitabınızı başladıktan sonra sonuna kadar devam ettirmeniz neredeyse imkansızdır. 10 veya 15 sayfaları da yazdıktan sonra en başlarda yaptığınız birkaç eksiği görüp tekrar başlayacaksınız. Ama bu birşeyler öğrenip kendinizi geliştirdiğinizin bir göstergesidir. Orta okul türkçe öğretmenim Ümit TOPAL şöyle derdi İnsan kendi yaptığını hiçbir zaman tam olarak beğenmez.. Bu da onun daha iyisini yapmasını sağlar.)

3. Taklitçilikten uzak olmak (asla bir film veya kitaptan kopyala yapıştır yapmayın, fakat hayatınızda geçen bir olayı yazmak taklitçilik değildir.)

4. Geniş düşünün (Hayata karşı at gözlüğüyle bakmayın .. Her zaman olanı sorgulayın ve yeni fikirler üretmeye çalışın . Asla başkasının dediğini sorgulamadan kabullenmeyin çünkü bu kitabınızda okuyucuyu inandırma açısından gelişmenize yardımcı olacaktır.)

5. Acele etmeyin (Eğer bu işe başlamak niyetindeyseniz , durakta oturup beklemeniz gereken bir şey var ilham.. Tabi onun gelip kafanıza vurmasını da beklemeyin onu siz de bulabilir ya da çağırabilirsiniz.Ve hiçbir zaman belirli bir zamanı düşünerek bu zaman içinde şu kadar yazacağım demeyin.. 1 saat içerisinde gönül rahalığıyla yazdığınız 1 tek cümle , 100 sayfa lakırdıdan iyidir.)

6. Tasarı hazırlayın (Kitap yazmaya başlamadan önce , yazacağınız olayları sırasıyla yazın , neyin zerinde durmanız gerektiğini ve can alıcı noktaları belirleyin .. o esnada kullanacağınız içinizde kalmış bir cümle veya kelimeyi yanına not düşün.Ve karakterleri tek tek yazın, yanlarına da kişilik özelliklerini , ve birbirleriyle akrabalık derecelerini eklemeyi unutmayın.)

7. Bölümlendirin (Romanınızı bölümlere ayırarak yazmanız olayları can alıcı noktalarda artistik olarak kesmenizi okuyucuda da heyecan ve ilgi yaratmanızı sağlar. Ayrıca o an anlattığınız mekan veya olaydan farklı bir mekana, olaya yada duruma kolayca geçiş yapmanızı sağlar.)

8. Araştırma yapın (Romanınızın hayatın bir çok dalından bilgiler barındırması gerçeklik kalitesini etkiler. Mesleki , sanatsal ve genel kültür alanındaki birçok bilgi size bu konuda yardımcı olur.)

9. Söz sanatlarına ve kelime oyunlarına ara sıra yer verin (Satır arası veya diyaloglarda okuyucunun düşündükten sonra anlayabileceği bir takım söz sanatları ve kelime oyunları okuyucuyu cezbeder ve onun haz almasını , metnin veya kitabın da akıcılık kazanmasını sağlar.)
Kitap yazmak sabır, çalışma, birikim ve yetenek işidir. Bu yüzden her daim geliştiğinizi unutmayın.

Tayfun Dalkılıç


Yazar Olacaklara Tavsiyeler

kitaplar-300x187.png

73 yıllık ömrüne 40ın üstünde kitap, 55 yıllık gazete yazarlığı, oyun yazarlığı ve henüz kitap olmamış 75 bin makale sığdıran, yazı yaşam arası ipincecik yolda yıllardır, bir cirit oyuncusu ustalığı ve zerafetinde at koşturan Çetin Altanın, bu işe gönül verenlere iki çift sözü var.

» İnsan yazar olmak istemez, kendiliğinden yazar olur. O beş yaşınızda içinizdedir. Mozart sonradan mı öğrendi?

» Osmanlıda roman geleneği yoktu. 1928e kadar kendi alfabesi yoktu bu ulusun. Tam 300 yıl matbaayı reddetmiştir Osmanlı. Şimdi Türkiyede 7250 kişiye bir kitap düşüyor, 45 milyon elini gazeteye bile sürmüyor. Bu çerçeveyi gördükten sonra yazar olmak isteyen kime hitap etmek istiyor?

» Bilim ve estetiğin kanatlarını çıkararak yazar olunur. Bilimi öğrenme merakı yoksa, hiçbir şeyi merak etmezse yazar olamaz insan. Türkiyenin sorunu üretim biçimiyle ilgili. Yazılı olmayan konuşma dolandırmaya açıktır, belgesiz dolandırma. Çocuklara sor, yazar değil polis olmak ister. Niye? Emir vererek yaşamaya alışmış çünkü. Bu emir yapısını kıramamış, Ortaçağı aşamamış, tarım ekonomisinden endüstri ve bilgi toplumuna geçememiştir Türkiye.

» Yazı amaç mı araç mı? Türkler iyi para kazanmak ve ün istiyor. Ben de varım diyecek. Halbuki orkestra şefinin o işi yaparkenki doyumu her şeyin üstündedir. Kağıttan kayık yüzdürüp ben amiralim diye bağırmaya benziyor bu. Yazıyı amaç da araç da yapan insandır. Yazı daha iyi yaşamanın aracı olamaz, olursa o kötü yazı olur. Ankarayı methedersin beş on kuruş verirler. Zamana ve mesafeye dayanmaz.

» Zamana dayanan bir kriterden geçer yazı. Zamana, mekâna ve mesafeye dayanmalıdır.

» Hayatın ve yazının bir bedeli vardır. Bir koşucu o yarışı herkesten beş saniye önce koşmak için yıllarca çalışır. Biz bedel ödemek istemeyiz ama ödenmesi gerekir, kestirmeden olmaz. Bazen sonuca da varılmaz. O bedel anlatılmaz, yazıya layık olmaya çalışırken kendini yavaş yavaş ödetir.

» Edebiyat bir anlatım sanatıdır. Gözlemlerle övgülenir. Harfler aracıdır. Bu sanatı yaparken ona bir artı getirmek zorundasın. İyi yazar şiir bilip şiir sevendir.

» İnsanın içi kozmozdur. Ressam ya da müzisyen senin sezip de anlatamadığın şeyleri anlattığı için o eseri seversin. O yüzden okuyucu da yazının bir parçasıdır.

» Çocukluğunda beğenilmemiş kişiler çoğunlukla sanatçı olur. Amaç ilgidir. Mutlu ve başarılı olmak aynı yoldan geçmez. Ya mutlu ya da başarılı olursun. Mutlu adam neden kendini beğendirmeye çalışsın?

» Klasikleri bileceksin. 17. yy Fransız klasikleri, Yunan klasikleri insanlığın ortak lezzetini yakalamışlardır. Bunu ıskalıyorsan neyi kaybettiğinin farkında değilsin.

» Burada doğdun ama dünyada yaşıyorsun. Onun parçası haline gelmen lazım. Dünya edebiyatıyla haşır neşir olmak lazım.

» Victor Hugo 20 bin kelime, Shakespeare 40 bin kelimeyle yazar. Parlamento da halk da 400 kelimeyle konuşur burada. Gazeteler 800 kelimeyle çıkar. Sen 7 bin kelimeyle yazdın mı anlaşılmaz hale gelirsin. Ama Türkçede 45 bin kelime var. İngilizcede 120 bin kelime. Türkçe bu gidişle 100 yıl içinde silinmeye mahkûm bir dil. Bunları bilmezsen, avutursun kendini yazarken.

» Bunların hiçbiri yazar olmaya yetmez. Yaşar Kemal bunları bilmez belki ama folkloru en iyi yazan adamdır. Çiçek de botanik bilmez ama ne güzel açar, değil mi? Yazar edebiyat hocası değildir, yaratıcılık başka bir güç.

» Yalnız yazıdan para kazanan kaç adam var Türkiyede? İşin içine girince görürsün neyin ne olduğunu. Sonra bekle teyzenin mirasını.

» Sanat, düşünce ve bilimle gelişir insan. Laboratuvardan geçiremediği bir konuyu, zihin ve estetikten geçirmeli sanatçı. İnsanlığın merakı sanat, düşünce ve bilimdir. Bunlara meraklı değilsen, hazineden geçiniyorsun, mesleğinin evrensel boyutu yoksa, olmaz.

» Başka yazarların hayatını incelemiş adamdan çıkar yazar. Sen kimseyi merak etmezsen kimse de seni merak etmez. Ama kendinin merak edilmesini istersen, böyle de denklem olmaz. Senle ilgilenilmeli, ilgilenilmezse yazar olmazsın.

» Bir yazar gelmek istediği yere geldiği zaman artık gitme zamanıdır.

Çetin Altan

Roman Nedir?

kitap.jpg

Bir düzyazı türü olan roman, insan ilişkilerini anlatımıdır diyebiliriz. İnsanın yaşadığı Serüvenler, iç dünyasının gerçekliği; insan-insan, insan-mekân, insan-doğa ilişkileri yaşadığı ortamın özellikleri toplumsal olay ya da olgular ekseninde belli insanlık durumları öne çıkarılarak işlenir.

Romanın burjuva toplumunun bir ürünü olduğu, 18. ve 19. yüzyılda gerçek kimliğine kavuştuğu söylense de; burjuva öncesi dönemde, özellikle Ortaçağ ve Rönesans edebiyatında kimi roman örneklerine rastlamaktayız. Romanın ortaya çıkışında söylenceler, destanlar, kahramanlık öyküleri ve masalları ilk kaynak olarak alabiliriz. Roman sanatının günlük yaşama dönük soyutlayıcı bakışı öncesinde ise söylenceler, mitolojik öyküler, şövalye ve kahramanlık öyküleri, anılardır. Romana ilk elden kaynaklık eden Pikaresk roman anlayışıyla yeni bir insan tipi ortaya çıkarılır. Romandaki ana figür olan tip dünyaya ve toplumsal yaşama aşağıdan yukarıya doğru yönelmiş bir bakışla bakar, bu eksende gezgin bir ruhla yaşar. Sürekli bir dönüşüm içindedir.

İlk başarılı roman örneğini 17. Yüzyılda Miguel de Cervantes (15471616) Don Quijote (16051615) adlı yapıtıyla verir. 18. yüzyılda, Cervantesin açtığı gerçekçi yolda, roman sanatının gelişmesinin ilk öncüleri İngiliz romancılar Samuel Richardson (16891761) ve Henry Fieldingin (17071754) ürünlerine rastlarız. Gerçeğe, tarihe bağlılıkları romanı olaylar dizisi anlatan, kahramana bu bakımdan anlamlar yükleyen bir tür olarak, diğer türlerden ayrıcalıklı bir yere getirir. 18. yüzyıla gelindiğinde romanın etkinlik alanı genişlerken; yaşanmışlık duygusunun ağır bastığı olayların hikâye edilmesiyle de yeni bir dönem başlar.

Daniel Defoenün (16601731) Robinson Crusoede (1719) ıssız adaya sığınan insanın serüvenini anlatmasını roman sanatının gelişimine katkı olarak alabiliriz. Roman sanatının anıların ötesinde bir edebiyat türü olduğunun, belki de altını en iyi çizen, bir romandır. Ayrıca bu tür bir romanın ortaya çıkış koşullarını da ayrıca değerlendirmek gerekecektir. Çünkü bu yüzyıl bilimde, teknoloji ve toplumsal gelişmelerde birçok şeyin önünü açacak olan bir dönemin başlangıcıdır. Goethenin (17491832) Faustunun (1831) bu süreçte çıkmış olması da önemlidir. Aydınlanma düşüncesi, kuşkusuz, romanın gelişimini de etkilemiştir. Bu anlamda Faust yeniçağın simgesi durumundadır. Romantizmin etkin olduğu bu süreçte aydınlanma romanının ilk nüveleri verilmektedir. Diderot (17131784) Rameaunun Yeğenini (176263), J. J. Rousseau (17121778) Yalnız Gezerin Hayallerini yazar. Puşkin (17991837) Yüzbaşının Kızı, Lermontov (18141841) Zamanımızın Bir Kahramanı romanlarıyla; Victor Hugo (18021885) roman külliyatıyla yeni dönemin hazırlayıcı yazarlarındandırlar.

Romanda bakış açısının kurulması, anlatım biçiminin belirlenmesi, romanın yapısını oluştururken kahraman, çevre, olay ekseninde gelişen bireysel ve toplumsal durumların romanın bu yapısı içinde yer alış biçimi. . . Gibi roman sanatına dair sorunlar 19. Yüzyıl romanıyla gündeme gelir, ele alınır. Roman kuramının asıl oluşma süreci de bu dönemde başlar. Stendhal (1783-1842), Balzac (1799-1850) Flaubert (1821-1880), Turgenyev (1818-1883), Dostoyevski (1821-1881), Tolstoy (1828-1910), Zola (1840-1902), Henry James (1843-1916), Proust (1843-1916) yüzyılın önemli romancıları olarak öne çıkmaktadırlar.

20. yüzyıla gelindiğinde roman sanatı bireyin zaferi olarak algılanır. İnsanlığın tarihinin dönüm noktalarında var olan bir sanat olarak yerini almıştır. Feodalizmin yıkılıp burjuvazinin ortaya çıkışı bir bakıma romanın da tarihini yazıyordur. Romanın gelişme çizgisi bu eksende yerini bulur. 19. yy. romanı bunun kanıtıdır. Yeni yüzyıl ise roman sanatı adına arayışlar, buluşlar, yenilikler getirir. Yeni anlatım yolları, teknikler denenir. Roman, edebiyat ortamlarında kabul gören bir tür olur. Yenilikçi bir roman anlayışının öncülerine yüzyılın başlarında rastlamaktayız: V. Woolf (1882-1941), J. Joyce (1882-1941), Kafka (1883-1924), W. Faulkner (1897-1962), D. H. Lawrence (1885-1930).

Roman Yazma Metotları Ve Teknikleri

45937.jpg

Çoğu insan yazar olmak için hayal kurar. Bu yüzden saatlerce duvarı seyreder ve çok az satır ve hatta paragraf yazarlar. Bunlardan bazıları romanlarını bitirmek için çok fazla zaman harcarlar. Roman yazmak için metotları bilmeniz gerekir. İşte burada bu metotlardan bazıları var.

1- Tema
2- Olay Örgüsü
3- karakter geliştirme
4- Diyalog
5- Zaman yönetimi
6- Aşamalar
7- Romanın bitirilmesi
8- Hataları gözden geçirme
9- Tekrar gözden geçirmek

Romanınızın Teması

İlk önce ne tip bir eser yazacağınıza karar vermelisiniz: Kurgu, bilim kurgu, Tarihi, korku, ya da sosyal içerikli roman. Bir kere buna karar verdiniz mi, hikaye temasına, planına ve romanınızın bir parçası olacak karakterlere karar vermeniz gerekecektir. Romanınızı kurmak roman yazmanın en önemli parçasıdır.Yarattığınız dünyayı bilmek zorundasınız. Çünkü romanın örgüsü, seçtiğiniz bu dünyada geçer. Eğer bilinen bir şehirde geçmesini istiyorsanız o zaman oranın coğrafya şekillerine, kültürüne, toplumuna, caddelerine, ünlü yerlerine, tarihi önemine aşina olmanız gerekir. Uygun bir olay örgüsünden sonraki işiniz romanı yazmaya başlamaktır.

Romanınızın Karakterleri

Gelelim can alıcı noktaya. Karakterleriniz romanınızın bir parçası olacaklar. Sadece ana karakteri geliştirip diğerlerini görmezlikten gelmemelisiniz. Her karakteri tek tek ele almalı ve üzerinde çalışmalısınız.Romanınızın ana öğeleri olacak iki ya da üç ana karakterden fazlası olmamalıdır. Diğerlerinin basit ayrıntıları olacaktır. Bu ana karakterleri romanınızın başındaki iki üç sahnenin tam ortasına yerleştirmelisiniz.

Romanınızdaki Diyalog

Diyalog roman yazımının en önemli parçalarından biridir. İlk önce hangi anlatımı seçeceğinize kara vermelisiniz: Birinci tekil kişi mi, üçüncü tekil kişi mi? Roman kimin ağzından anlatılacak bu önemlidir. Mesela: Karşıya doğru bakıyordum, ansızın bir kurşun geldi ve bacağıma saplandı. Ya da karşıya doğru bakıyordu, ansızın bir kurşun geldi, bacağına saplandı.Birinci tekil kişinin ağzından yazmayı seçtiğiniz zaman bazı sınırlamalarınız olacaktır. Ana karakterin bildiğinin dışında başka bir şey bilemezsiniz; çünkü ana karakter anlatıyordur hikayeyi. Temanın her bir köşesini ve açısını keşfedebileceğiniz için üçüncü tekil kişi roman yazmak için en iyi yoldur her bir durumu ana karakterden bağımsız olarak kurarak daha iyi sonuçlar elde edebilirsiniz.

Zaman yönetimi ve Aşamalar

Birkaç saat içinde roman yazmak imkansızdır. Umulandan çok daha fazla zaman alır. Ortalama bir romanın 90,000,000 ile 150,000,000 kelime arasında olduğunu biliyor muydunuz? İşte bu zamanınızı tüketir. Evet, roman yazımı, haftalar, aylar, hatta yıllar alır. Roman yazmak için, yüksek düzeyde zaman yönetimine ihtiyacınız vardır. Romanınızı küçük bölümlere ayırmalısınız, böylece günlük birkaç saatlik çalışma süresinde onları yönetebilirsiniz; günde 5 saat, haftada 30 saat, ayda 120 saat diyelim.

Romana başlamak ve sonuna kadar aşamaları sürdürmek kolay bir iş değildir. Romanı iyice ilerletinceye kadar, ana fikrinize gönderme yaparak ve bağlı kalarak olay örgünüzü sürdürün.Ek temaların sizi şaşırtacağı durumlar olacaktır, ve bu sizin romanınıza derinlik katacaktır, ancak ana temadan uzaklaşmadığınıza emin olmalısınız. Eğer romanınızı nasıl yazacağınızı uygun bir şekilde planlarsanız, bu kontrol altında olacaktır. Anahatlar roman aşamasını sürdürmenize yardımcı olurken hayal gücünüzün tema ve fikirlerinizden uzaklaşmasını önleyecektir.

Sonuçlandırma

Son her kitabın ya da romanın büyülü bir sözcüğüdür. Başından sonuna kadar roman yazımı büyük ölçüde kelimeyi ihtiva eder. Ortalama olarak 90,000,000 ile 150,000,000 kelimeyi içerir, romanın uzunluğuna göre bu değişir. Romanınızın başına bir gün oturup başından sonuna kadar bitiremezsiniz. Çözüm bir roman yazımının en önemli parçalarındandır. İşte bu yüzden olay örgülerini bitirirken dikkatli olmalısınız, Çözüm sizin roman yazmadaki yeteneğinizi gösterir. Çözüm başlangıç ve bitiş arasındaki köprüdür. Bazı yazarlar sonu başta yazarak akıllıca bir oyun oynarlar. Sonrada başlangıç ve sonuç arasını istedikleri her şeyle doldururlar. Siz bunu yapmayın.

Hataları gözden geçirmek

Bir romanı hatasız yazmak hiç kimse için mümkün değildir, bu yüzden üzülmeyin. Hataları düzeltmek için en iyi yol, eşinizden ve dostunuzdan bunu yapmasını istemektir. Onlara bunu dikkatlice yapmalarını söyleyin ve hatta dilbilgisi hatalarını da düzeltmelerini isteye bilirsiniz.

Romanınızı Yeniden Gözden Geçirin

Eserinizi gözden geçirmeniz gerekir böylece yayımcıdan geri dönmeyecektir. Evet, okuyucular da romanınızda hataları bulup şikayet edebilirler. Bu sizin kitabınızın satılabilirliğini de etkileyebilir.Romanınızın gözden geçirilmesi için en iyi yol aşağıdakileri takip etmektir.

  • Kitabınızın basılı bir kopyasını edinin.
  • Hataları not alacağınız bir defter edinin.
  • Hataları düzeltirken değişik renkte kalemler kullanın.
  • Kitap boyunca kelime kelime, sahne sahne, karakter karakter ilerleyin.
  • Lütfen romanınızın mantıksal ve doğru bir şekilde yazılıp yazılmadığını kontrol edin.
  • Gereksiz olay örgüsünü, karakteri ve sahneyi romandan atın.
  • Tekrar imla ve dilbilgisi kontrolü yapın.
  • En sonunda gözden kaçmış hatalardan kaçınmak için romanınızı tekrar gözden geçirin. SON sözcüğüne ulaştığınızda romanınız gerçekten bitmiştir.

Etiketlendi:, ,

Yorum bırakın