Günlük arşivler: Şubat 26, 2014

FETULLAH GÜLEN DOSYASI : Fetullah Gülen hakkında suç duyurusu

Avukat Hüdaverdi Yıldırım, Fethullah Gülen’in "örgüt kurma, örgütlü darbe teşebbüsü, örgütlü dolandırıcılık ve memuriyet görevini suistimal" gibi suçlardan yargılanması talebiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

Avukat Yıldırım’ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu dilekçede, İstanbul merkezli operasyonun sonucunda, milli ekonomik sırlar ile MİT’in devlet sırrı niteliğindeki faaliyetlerinin ifşa edildiği, hukuka aykırı teknik takip yapıldığı öne sürüldü.

Dilekçede, şunlar kaydedildi:

"Bu operasyon, bir rüşvet ve yolsuzluk operasyonu olsaydı, yolsuzluk yaptığı ve rüşvet aldığı öne sürülen kişilerin görevlerinden alınması ve istifalarının ardından yargı sürecinin tamamlanmasının beklenmesi gerekirdi. Yaşanan süreç, operasyonun yolsuzluk ve rüşvet operasyonu olmadığını, hedefin ne pahasına olursa olsun meşru hükümeti yıkmak olduğunu bizlere göstermiştir. Bu noktada yargı bağımsızlığına vurgu yapanlar, hakikatte cemaate ve cemaatin ideolojisine ayrıcalıklı statü talep edenlerdir. Kanunsuz dinlemeler, değiştirilen tapeler ve montaj kasetlerle oluşturulan yüksek bütçeli 17 Aralık prodüksiyonunda, ilgili savcıların avcı ve atıcı rolü, kaos senaryosunun hocalar ve localar tarafından kaleme alındığının en büyük delilidir."

Dilekçede, İstanbul merkezli operasyonun ekonomiye de zarar verdiği savunularak, şu ifadeler yer aldı:

"Meşru hükümeti hedef alsa da hukuka aykırı yapılan 17 Aralık operasyonları sonucunda milli sırlar ifşa edilmiş, ülke ekonomisi uzmanlara göre 200 milyar lira civarında zarara uğratılmıştır. Bu rakam, her vatan evladının 3 bin lira civarında borçlanması demektir. Vatana ihanet, meşru hükümete yönelik darbe, nitelikli dolandırıcılık, memuriyet görevini suistimal suçları aynı anda ve aynı kişiler tarafından alenen işlenmiştir. Fethullah Gülen, savcılar üzerindeki siyasi ve manevi gücünü kullanarak, savcıları meşru hükümeti hedef alan operasyonları yapmasında azmettirici olduğu ve asli fail sıfatıyla hareket ettiği için suçludur. Gülen ile birlikte söz konusu suçlara iştirak ettikleri tespit edilecek yargı mensupları ve kolluk güçlerinin, ‘örgüt kurma’, ‘örgütlü darbe teşebbüsü’, ‘örgütlü dolandırıcılık ve memuriyet görevini suistimal’ suçlarından yargılanmasını talep ediyorum."

Hüdaverdi Yıldırım’ın suç duyurusu, 2014/28340 dosya numarasıyla işleme konularak, İstanbul Cumhuriyet savcılarından Erhan Gülcan’a tevzi edildi.

– "Soruların Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldığını gördüm"

Suç duyurusu ardından açıklama yapan avukat Hüdaverdi Yıldırım, görev yeri değiştirilen savcı Muammer Akkaş ile ilgili iddiasını da dile getirerek, şunları aktardı:

"17 Aralık operasyonundan yaklaşık 1 sene evvel Bakırköy Cumhuriyet Savcılığınca, Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş’ın yürüttüğü ve 2012 kasım ayında basında ‘adliye çetesi’ olarak yer alan soruşturma kapsamında; telefon görüşmeleri dinlenen eski CHP milletvekili Tacidar Seyhan’a sorulan soruların Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldığını gördüm. Bu konuda AK Parti İstanbul Milletvekili Oktay Saral’a 2012 Kasım ayında bilgi verdim. Bahsi geçen soruşturmada benim telefon görüşmelerim de dinlenmiş, bununla ilgili 2012 yılı içinde değil ancak 25 Temmuz 2013 tarihinde Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/21203 sayılı soruşturma dosyasında ifademe başvuruldu. İlk günlerde bunun Müslümanlar arasındaki bir fitne olduğunu düşünerek beklemeyi tercih ettim. Ancak 17 Aralık organizasyonunun yapılış şekli, sonrası ve muhtemel sonuçlarına bakınca Fethullah Gülen’in ve suça karışan yargı mensubu ile kolluk güçlerinin, Türkiye Cumhuriyetini hedef alan dış kaynaklı bir tezgahta maşa olduğunu anladım."

YANDAŞ MEDYA TAYYİP ERDOĞAN’IN DOĞUM GÜNÜNÜ KUTLADI /// TWITTER MESAJLARI ///

İyi ki doğdun milletin gururu Uzun Adam!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın doğum günü Twitter’da #MilletinDoğumGünü ve UzunAdamİle UzunYıllar başlıkları ile Trend Topic oldu.

26 Şubat 1954 doğumlu olan Erdoğan’ın doğum günüyle ilgili binlerce mesaj atılıyor.

Başbakan Erdoğan’ın doğum günü Twitter’da böyle kutlandı:

@AkGencDugmecler:Bu gün Başbakanımızın doğum günü. İyi ki varsın #UZUNADAM .. Biz gençliğiz, Seninleyiz! #MilletinDoğumGünü

@serdarorhan:Sevdik seni karşılıksız Uzun Adam…#MilletinDoğumGünü @RT_Erdogan

?@Tugba_2071:#RecepTayyipErdoğanAdımız Dünya da yürür şanımız .. UzunAdamİle UzunYıllar #MilletinDoğumGünü

@durduralamaz:Seni doğuran anaya Seni büyüten babadan Allah binlerce kere razı olsun Allah sana güç kudret sabır versin @RT_Erdogan UzunAdamİle UzunYıllar

@AKalper53:Türkiyenin gururu Recep Tayyip Erdoğan !! İzindeyiz Uzun Adam.. UzunAdamİle UzunYıllar #MilletinDoğumgünü

@AhmetAk63594189:Büyük usta doğum günün kutlu olsun…#MilletinDoğumGünü

@fatmadln:Bugün, Sadece Recep Tayyip Erdoğan’ın değil..( #MilletinDoğumGünü ) Kutlu Olsun…

@kahraman_veysel:Başbakanımızın doğum günü #MilletinDoğumGünü Ülkemizin ve ümmetin size ihtiyacı var Ömrün uzun olsun Başbakanım..

@ferditoraman:"UzunAdamİle UzunYıllar" NİCE MUTLU YILLARA insanlık tarıhıne adını altın harflerle yazdıran uzun adam allah uzun ömurler versin.

@AcemiSakirt:Doğum günün kutlu olsun Uzun Adam! Sen bizim için bir lütufsun. UzunAdamİle UzunYıllar #MilletinDoğumGünü

@korkmaz_meryem:Bugün #MilletinDoğumGünü Milletin hizmetkarının, UzunAdamİle UzunYıllar’A iNŞALLAH !

@imrahor_net:Sen çok yaşa UZUN ve BÜYÜLEYEN ADAM.İyi ki doğdun kendini MİLLETİNE ADAMIŞ ADAM #MilletinDoğumGünü UzunAdamİle UzunYıllar

@sinemsin_ :Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni yaşı kutlu olsun .. Sn. Başbakanımıza Sevgilerimizle.. UzunAdamİle UzunYıllar

@aliak51:Allah Başbakanımıza Hayırlı,Sağlık’lı, Uzun Ömür Versin Başımızdan Eksik Etmesin Amin #MilletinDoğumGünü

@mstfsenn:Milletin Duâsı Kabul Oldu Bir Yigit Doğdu… #iyikidogdunBüyükUsta #MilletinDoğumGünü UzunAdamİle UzunYıllar

@19871999:Durmak yokkkk Yola Devam Uzun ADAM .Seninleydik Seninleyiz #MilletinDoğumGünü

@HKazicioglu:#MilletinDoğumGünü başbakanımızı seviyoruz

@LokmanGrpnar:Bir "ADAM" Sevmişiz O Sensin Usta Allah hayrlı uzun ömürler versin UzunAdamİle UzunYıllar #MilletinDoğumGünü

@newcellie:Biliyoruz senin gibi büyük bir devlet adamı gelmez bir daha. Allah seni başımızdan eksik etmesin. Doğum günün kutlu olsun #MilletinDoğumGünü

@ferdikoprucu:#MilletinDoğumGünü yüreğinde kocaman Türkiye sevdası arkanda gençliğin hayır duası

@akgenclikamasya:Bu şarkı burada bitmez… Sonuna kadar yanındayız! UzunAdamİle UzunYıllar #İyikiDoğdunBüyükUsta #MilletinDoğumGünü

@Davids06Davut:Sevdik seni karşılıksız Uzun Adam…#MilletinDoğumGünü @RT_Erdogan

@o_eski_dendi:Bugün #MilletinDoğumGünü Çünkü #RecepTayyipErdoğanAdımız ‘ UzunAdamİle UzunYıllar nasib etsin Rabbim

@erh1baltaci:’Ömründe boyun gibi olsun ‘UZUN’ Adam.’ #MilletinDoğumGünü

@Canan2014Canan:Nice mutlu ve sağlıklı senelere uzun adam! #RecepTayyipErdoğanAdımız #MilletinDoğumGünü UzunAdamİle UzunYıllar

@BurhanKvk:#RecepTayyipErdoğanAdımız Sen Çok Yaşa USTA…"UzunAdamİle UzunYıllar" #MilletinDoğumGünü

@emre_sfk:Allah Başbakanımıza Hayırlı,Sağlık’lı, Uzun Ömür Versin Başımızdan Eksik Etmesin Amin #MilletinDoğumGünü

FİŞLEMELER DOSYASI : 28 Şubat’ta 4 bin 600 Milli eğitim personeli fişlenmiş

Eğitim-Bir-Sen, 28 Şubat döneminde mağdur olanları tespit etmek için hazırladığı raporu, ”Postmodern Darbe”nin 17. yıldönümünde kamuoyuyla paylaşacak.

Türk siyaset tarihine "Postmodern Darbe" olarak geçen 28 Şubat’a ilişkin yargılamalar devam ederken, bir taraftan da o dönemde mağdur olan kişilerin sayısı tespit edilmeye çalışılıyor. Eğitim-Bir-Sen, mağdurların sayısını tespit için "Rakamlarla 28 Şubat Mağdurları" başlıklı bir rapor hazırladı.

Raporla, kamuda ve eğitim hayatında yaşanan mağduriyetlerin ortaya çıkarılması amacıyla o dönemde, istifa, disiplin cezası gibi sıkıntılar yaşayan kişilerin sayısına ulaşılmaya çalışıldı. Rapor, 28 Şubat’ta Memur-Sen Mehmet Akif İnan Konferans Salonu’nda düzenlenecek basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşılacak.

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Safiye Özdemir, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, 28 Şubat sürecinde binlerce öğrenci, öğretmen, polis, mühendis, asker, doktor ve hemşirenin hukuk dışı yargılamalar ve baskılarla işinden ve eğitiminden olduğunu söyledi.

Bu mağduriyetlere uğrayan kişilerin o dönem kayıt altına alınmadığını belirten Özdemir, mağdurları tespit için yaklaşık bir yıldır çalışma yürüttüklerini dile getirerek, rakamların tamamına ulaşmak için uğraştıklarını ama kamunun bu konuda bilgi vermekte "çok cimri davrandığını" dile getirdi.

Çalışma kapsamında Türkiye’nin tüm illerinde sendikaları aracılığıyla araştırmalar yaptıklarını anlatan Özdemir, Türkiye’nin 11 ana bölgeye ayrılarak mağdurların tespit edilmeye çalışıldığını belirtti.

Rapor için Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK, üniversiteler ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarından da destek aldıklarını aktaran Özdemir, "28 Şubat sonucu eğitim ve çalışma hayatından mahrum bırakılanları, disiplin cezası alanları ve fişlemeleri tespit etmeye çalıştık. Dönemin aktörlerinin yargılandığı bir süreçte, hala mağdurların sayısının bilinmemesi büyük bir eksiklik. Bu kapsamda raporumuz bir ilk" dedi.

Raporu darbenin 17. yıldönümü olan 28 Şubat’ta açıklayacaklarını belirten Özdemir, tüm rakamları bir araya getirmenin, hükümetin özel bir çalışmasıyla mümkün olabileceğini söyledi.

Raporun, alanda bilgi sahibi olmak isteyenlere önemli bir kaynak olacağını dile getiren Özdemir, şunları kaydetti:

"1997-2001 arası 4,5 yıllık sürede disiplin cezası alan, fişlenen, istifa eden veya ihraç edilenlere ulaşmak istedik. Raporda çok ilginç veriler var. Mesela, Milli Eğitim Bakanlığında 4 bin 625 personel fişlenmiş. Bu önemli bir sayı. Buna benzer rakamlar var.

Önemli bir eksiklik öğrenciler konusunda var. Çünkü resmi bir durum olmadığı için onları tespit etmek zor. Atılanlar var, okulu donduranlar var, kendisi bırakanlar var. Bu nedenle bu konuda bir sayı tespiti yapamadık. YÖK’ten ve diğer kurumlardan bilgi istedik ama dönüş olmadı. Zaten ellerinde bir şey yokmuş gibi davranıyorlar. Asıl çarpıcı rakamlar ulaşılabilirse, öğrencilerin sayısında."

TEKNİK TAKİP : Kerkük’e dinleme üssü kurmuşlar

Paralel yapılanmanın 9 kişilik ekiple dinlediği işadamları arasında Ahmet Çalık, Ünal Aysal, Mehmet Sepil, Ahmet Nazif Zorlu, Hüsnü Özyeğin ve Cihan Kamer gibi ünlü isimler de var.

Örgüt, dinleme kayıtlarını haftalık raporlar halinde, ABD Philadelphia’daki arşiv merkezine gönderdi. Skandal 2011’de ortaya çıkarıldı ancak üstü örtüldü.

Ülke içinde binlerce kişiyi usûlsüz şekilde dinlettiği ortaya çıkan paralel örgütün yurtdışında da boş durmadığı belli oldu. Örgütün her yana sıçrayan illegal kulakları, başta Irak olmak üzere yurtdışında birçok yatırımı bulunan Türkiye’nin önemli işadamlarına da yöneldi. Aralarında Ahmet Çalık, Ünal Aysal, Mehmet Sepil, Ahmet Nazif Zorlu, Hüsnü Özyeğin ve Cihan Kamer’in de bulunduğu 61 işadamı, şebeke üyelerince dinlendi. Türk işadamlarının yoğun yatırım yaptığı bölgelerden olan Kuzey Irak’ta telefon konuşmalarını an be an kayıt altına alan örgüt, tutulan kayıtları haftalık raporlar halinde ABD’nin Philadelphia kentindeki arşivine postaladı. Irak’taki 3 ayrı GSM şirketine ait hatları dinlemek için ‘denetimin zayıf olduğu’ Kerkük kentine istasyon bile kurulduğu belirlendi.

SERMAYEYE IMEI TAKİBİ

Irak’ta Korek, Asia ve ZEN GSM hatlarını kullanan Türk işadamlarının telefonları, yalnız bu ülkede değil, gittikleri diğer ülkelerde de şebekenin kulağına takıldı. Türkiye’nin en mahrem sırlarını bazı ülkelerle birlikte uluslararası çetelere pazarlamaktan çekinmeyen örgüt, yurtdışında yatırımı bulunan Türk işadamlarından 61’inin kaydını Irak’ta tuttu. Paralel kulaklar, dinlemede yetersiz kaldıkları durumlarda ya da ‘hedef şahıs’ SİM kartını değiştirdiği zaman cep telefonunun İMEİ numarası üzerinden takibi sürdürdü.

YATIRIMLARDAN KİMLER RAHATSIZ?

Dinleme ağına eklenen 61 sanayicinin ortak özelliği, kendi alanlarında önemli projelere imza atmış olmaları. Enerji, Petrol, Bilişim ve Bankacılık alanında başarılı 61 işadamının özellikle Kuzey Irak’ta yatırım yapan sanayiciler olması dikkat çekiyor. Milyar dolarlık uluslararası yatırımlarla ilgili ticari sırlara erişmek için işini şansa bırakmak istemeyen şebeke, markaja aldığı işadamlarının en yakınındaki kişileri de kapsama alanına ekledi. Türkiye’nin yatırımlar kanalıyla özellikle Kuzey Irak bölgesinde artan etkinliğinden rahatsız olan çevreler, işadamlarının ticari ve mahrem sırlarına ulaşmak için ihaleyi paralel şebekeye verdi. Elde edildikten sonra paralel örgütün ABD’deki üç arşiv merkezinden biri olan Philadelphia’ya gönderilen bilgilerin kimlere servis edildiği henüz bilinmiyor.

9 GÖREVLİYLE ARAPÇA VE SORANİCE TAKİP

Denetimin güçlükle sağlandığı Kerkük kentinde konuşlandırılan dinleme santrali için Arapça ve Kürtçenin Soranice lehçesini bilen 9 kişinin görevlendirildiği tespit edildi. Irak’ta iş yapan Türk işadamlarının Korek, Asia ve ZEN GSM hatlarını gizli olarak dinleyen örgüt, ABD’ye haftalık olarak rapor da gönderdi. Polis içindeki bir grubun Irak içinde paralel kulakların dinleme yaptığını 2011 yılında tespit ettiği, ancak ‘PKK’yı takip ediyoruz. MİT ve askeri istihbarat yetersiz’ ifadesi üzerine o dönem olayın üzerinin örtüldüğü ileri sürüldü. Şebekenin, Irak’a kurulan sistemle 61 işadamı dışında Irak ve Kuzey Irak’taki 233 kişiyi daha yakın takibe aldığı iddia ediliyor.

E-POSTA VE REHBERİ DE İLETİYOR!

Binlerce kişiyi dinleyip kaydını tutan uluslararası ihanet şebekesinin, internete bağlanma özelliği olan akıllı telefonlar için genellikle 2 ayrı uygulama kullandığı tespit edildi. Bunlar ‘CIA’ ve ‘TRUCALLER’. ABD ürünü bu uygulamaların yüklü olduğu telefonlarda, şebeke üyelerinin ‘uzaktan kod girme yöntemiyle’ istedikleri zaman hem mesajlara hem e-postaya hem de kullanıcı rehberlerine ulaşabildiği öğrenildi.

TEKNİK TAKİP : Paralel yapının dinleme üssü

Devlet büyüklerine verilen kriptolu telefonların tuzak olduğu ortaya çıktı. Telefonların yazılımı değiştirildi. Ülkenin en mahrem konuşmaları Boğaz’da bulunan bir yalı ile Amerika ve İngiltere’den kelime kelime dinlendi.

Paralel yapı dinleme skandallarına bir yenisini daha ekledi. Daha önce devletin en önemli kurumlarını bile dinlediği ortaya çıkan ve bu sayede MİT’in yardım TIR’larına bile operasyon yapma cüretini gösteren Paralel Yapı’nın son olarak 7 bin kişiyi terör örgütü suçlamasıyla üç yıldır dinlediği ortaya çıkmıştı. Paralel örgütün son vukuatı ise ülke sınırlarını aştı ve uluslararası bir casusluk operasyonunun bir parçası haline geldi. Çete, devlete ait kriptolu telefonlara müdahale ederek şifreleme sisteminde üç açık (port) bölge bıraktı. Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın bile dinlenmesinin yolunu açtı.

PARALEL BAŞKAN

Uluslararası ihaneti çok gizli görüşmelerin dahi yabancılara sızması ele verdi. Türkiye, alarma geçti. İstihbarat birimleri, kriptolu yazılımı yapan TÜBİTAK’ın Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi’ne (BİLGEM) girdi. Bin 500 mühendisin çalıştığı birim mercek altına alındı. Kripto yazılımının gizlice değiştirildiği netlik kazandı. Bunun üzerine Ankara, yıldırım hızıyla davrandı. BİLGEM’in başında bulunan Hasan Palaz görevden alındı. TÜBİTAK ve BİLGEM içindeki yapılanmanın derin olduğu tespiti üzerine kurumlar içinde çok ciddi bir yeniden yapılanmanın haberi de dün Başbakan tarafından verildi.

CASUSLUK DOSYASI

Esas skandal ise TÜBİTAK tarafından Başbakan ve Cumhurbaşkanı dahil birçok üst düzey devlet yetkilisine verilen MİLCEP K1 isimli telefonların incelenmesi sonrası ortaya çıktı. Kurum içindeki paralel mühendislerin cihazların içinde üç portu açık bırakarak üç merkezden telefonların dinlenmesine olanak tanıdığı anlaşıldı. Yapılan araştırmalar sonunda devlet erkanını dinleyen üç merkezin birinin Paşabahçe’de bir yalı, diğer ikisinin ise ABD ve İngiltere’de istihbarat birimlerine ait merkez oldukları öğrenildi. TÜBİTAK içinde yapılacak operasyonda, bu skandalın casusluk soruşturması kapsamında görüleceği iddia edildi.

TELEFONLAR DEĞİŞTİ

Bu arada TÜBİTAK tarafından üretilen ilk şifreli telefon olan MİLCEP-K1’ler dinlenme skandalının ardından değiştirildi. Başbakanlık tarafından hafta başında bakanların özel kalemlerine teslim edilen telefonların MİLCEP-K1’den daha hızlı ve kullanışlı olduğu belirtilmişti. Üst düzey devlet yetkililerinin kullanmaya başladığı yeni telefonlar stratejik bilgilerin güvenli aktarımını sağlıyor.

NASIL ÇALIŞIR?

Kriptolu telefonlar ses dalgalarını alırken ya da gönderirken farklı bir şifre ile frekans gönderir. Diğer kriptolu telefon bu şifreleri algılayıp çözümler ve doğru frekanslar ile dinleyiciye

sunar. Kriptolu telefonlar sinyalleri şifrelemek için farklı frekanslar kullandıklarından dolayı şifreleri çözmek çoğu zaman imkansızdır. Bu sebeple konuşmaları dinlemeye çalışanlar anlamsız ses dalgaları duyar. Dinleyen kişi doğru frekansı yakalasa bile, kriptolu telefonların frekansları yaklaşık iki saniyede bir değiştiği için dinlemeyi uzun süre sürdüremez.

DİNLENEBİLİR Mİ?

Tüm parametreler sadece bir kez kullanılır ve ardından hafızadan silinir. Bu sebeple kodu çözmenin bir yolu yoktur. Fakat gelişmiş teknoloji ile tüm şifreler bir bir denenerek doğru koda ulaşılabilir. Aksi takdirde sadece kriptolu frekans kodlarını bilen biri görüşmeleri dinleyebilir.

KİMLER KULLANIR?

Kriptolu telefonlar dinlenmeyi imkansız hale getirdiği için özellikle devletin üst düzeyinde görev yapan birçok memur tarafından kullanılır. Ayrıca yasal olarak tüm vatandaşlar kriptolu telefon satın alma hakkına sahiptir. Bu sebeple dinleme korkusu yaşayan herkes satın alıp kriptolu telefon kullanabilir.

FİYATI KAÇ LİRADIR?

Türkiye piyasasında ithal edilen birçok kriptolu telefon modeli mevcuttur. Satış fiyatları 2 bin liradan 5 bin liraya kadar ulaşan modellerden Enigma yakın zamana kadar en çok kullanılan kriptolu telefondu. TÜBİTAK’ın yaptığı MİLCEP ile devlet kurumlarında yerel telefona geçildi.

KRİPTOLU TELEFON NEDİR?

Kriptonun manası, gizli ve şifrelenmiş demektir. Kriptolu telefonlar, dinlemeleri ve elektronik gözetimleri engelleyebilmek için üretilmiş, şifreli iletişime izin veren yazılımlarla desteklenmiş cep telefonlarıdır. Telefonlar şifreleme ve şifre çözme işlemini gerçekleştirmek için kriptografik bir çipe sahiptir.

YANDAŞ MEDYA : Adnan Menderes’e atılan büyük iftira

Bugün ülkemizde oynanan kirli oyunlar geçmişte Adnan Menderes’e de yapıldı.

Büyüyen ve gelişen Türkiye’yi istemeyen, kandan ve kaostan beslenen güçler geçmişte Adnan Menderes’e de iftiralar atarak köşeye sıkıştırmaya çalıştılar. Yıllarca Türkiye üzerinde küresel güçlerle birlikte büyük oyunlar kuranlar Adnan Menseres’in "Yeter söz milletindir" demesine ve ülkenin refah seviyesini artırmasına engel olmak için türlü kumpaslar kurdular…

Bugün yine aynı oyunu sahneye sürmek isteyen karanlık odaklar geçmişte Adnan Menderes’e kurdukları uydurma belgelerle ve iftira üzerine kurulu oyunlarıyla Menderes hükümetini yıpratma çabasına girdiler.

Menderes hükümeti siyasetle yıkamayacaklarını anlayan derin güçler askeri cuntayla yıkmaya ve iftiralar atmaya başladılar.

Gelişen ve büyüyen Türkiye’yi istemeyen güçlerin yerli taşeronu o dönemde askerdi. Asker sürekli ihtilal çağrısı yapıyor ve meşru ve seçilmiş hükümeti yıkmak için tüm girişimlerde bulunuyordu.

MENDERES’E KARŞI KARA PROPAGANDA BAŞLATTILAR

Menderes ve arkadaşlarını gözaltına almak için uydurma bahaneler üretmeye başladılar. Menderes’in beraberinde 12 uçak dolusu altınla birlikte kaçarken yakalandığı yönünde kara propaganda ürettiler. Yalan ve iftiranın her aşamasından yer alan derin güçler Menderes’i halkın gözünde küçük düşürmek için yayınladıkları bu tebliği matbaası olan herkesin basıp yayınlaması emrini verdiler.

MEDYA DOSYASI /// RASİM OZAN KÜTAHYALI : Doğan ve ölüm kalım savaşı

Rasim Ozan Kütahyalı: Aydın Doğan kendisine şantaj yapan bu paralel örgütle kol kola giriyor ve kafeslendiği gerçeğini yazan bana dava açıyor.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli seçimi olan 30 Mart’a az kaldı. Maalesef artık ülkemizde Serengeti kanunları işlemeye başladı. Hukuk devleti namına elimizde hiçbir şey yok. Eğer arkasında millet durmazsa Yeni Türkiye’nin lideri Tayyip Erdoğan ve ailesini topluca zindanlara atacak bir medya- mafya ittifakı var karşımızda. O sebeple tüm Türkiye halkı biliyor ki bu bir yerel seçim değildir. 30 Mart bir ölüm kalım savaşının adıdır. Ya sivil siyaset ya da mafya ittifakı bu savaşı kazanacaktır.

***

Türkiye’nin ve Türk medyasının geleceğine de bu seçimde halk karar verecektir. Millet isterse bizlerin savunduğu Yeni Türkiye hedefi meşruiyetini kaybedecek ve bizler tasfiye olacağız. Ya da millet Yeni Türkiye hedefini destekleyecek ve siz mafyacılar tasfiye olacaksınız. 30 Mart’tan sonra ağlamak yok. Kimin tasfiye olacağına kimin yola devam edeceğine millet karar verecek. Büyük jüri millettir. Karar ve hüküm makamı bu toprakların halkına aittir.

***

Aydın Doğan’ın bu savaşta ne tarafta durduğunu kanıtlarıyla yazıyorum. Doğan gerçekleri ifade eden bu yazılarıma çıldırıyor. En başta üzerime yalakası bir tetikçiyi salmıştı. Elbette muhatap almadım. Son kullanma tarihi dolan ve bir yıl içinde medyadan tamamen tasfiye olacak bu Deniz Feneri mücrimi tetikçinin işe yaramadığını anlayınca doğrudan kendi kavgaya girdi Aydın Doğan. O satılık köleye "Çekil aradan bıdıklık. Burada babalar kapışıyor. Çimenler bu kavgada ezilir" dedik ve gerçek kavgaya başladık.

***

Aydın Doğan Yargıtay’ı benim etkilemeye çalıştığım gibi bir komediyi dillendiriyor. Artık rasyonalite hasletini de kaybettin Aydın Bey.

Doğan Yayın Holding’in yüzde 25’inin Alman firması Axel Springer’e satışının kayıtlara hileli olarak işlendiğini savunan ben değilim, paralel yargı böyle söylüyor.

***

Aydın Doğan ile Doğan Yayın Holding Yönetim Kurulu üyeleri hakkındaki beraat kararının bozulması yönünde tebliğname hazırlayan da ben değilim. Paralel yargı hazırladı. Doğan Yayın Holding’in yüzde 25’inin Alman firması Axel Springer’e satışı işlemlerinin kayıtlara geçirilmesinde "hile yapıldığını" belirterek, Aydın Doğan ve Doğan Yayın Holding Yönetim Kurulu üyelerinden 3’üne verilen beraat kararının bozulmasını isteyen Rasim Ozan değil yine paralel yargı.

***

Malum satış işleminden sonra, "Satış yevmiye defterine 2006 yerine 2007’de yapılmış gibi kaydedilerek, vergi döneminin ötelenip, devletin vergi zararına uğratıldığı" iddiasında olan da ben değilim. Kim bu iddia sahibi? Bildinizz. Yine paralel yargı.

***

Doğan Yayın Holding A.Ş.’nin yüzde 25’inin Axel Springer AG’ye satışı konusunda 16 Kasım 2006’da anlaşmaya varıldığı, aynı tarihte pay alımı ve ortaklar sözleşmesinin hazırlandığı, bu sözleşmenin de Doğan Yayın Holding Yönetim Kurulu’nun 26 Aralık 2006 tarihli toplantısında onaylandığını hatırlatan ve satışa ilişkin hasılat kaydının önce 26 Aralık 2006 tarihli yevmiye defterine yapıldığı ancak "ters kayıt" yöntemi ile hasılat kaydının iptal edildiği, daha sonra 2 Ocak 2007 tarihli yevmiye defterine kaydedildiği ve bu yolla vergi kaybı oluştuğu ve işlemlerin "hileli" olduğunu anlatan kişi Rasim Ozan mıdır?

Hayır… Bütün bunlar paralel örgüte bağlı bir yargısal kararda geçiyor.

***

Bütün bu hukuksal hakikatlere rağmen Aydın Doğan kendisine şantaj yapan bu paralel örgütle kol kola giriyor ve kafeslendiği gerçeğini yazan bana dava açıyor. Bir mağduriyeti dillendirdiği için mağdur tarafından dava edilen ilk insan benim herhalde. Allah iyiliğini versin ve taksiratını affetsin Aydın Bey.

CEMAAT & AKP SAVAŞLARI /// SEVİLAY YÜKSELİR : Hangisi daha makbul ?

Sevilay Yükselir: Biz kimin yanında olmalıyız? Devlete şantaj yapıp diz çöktürmeye kalkanlara postayı koyan bir liderin mi? Yoksa bu şantajcı çetelerin eline tutuşturduğu malzemelerle tetikçi pozisyonuna düşen diğer bir liderin mi?

Başbakan Erdoğan’la oğlu Bilal arasında geçtiği iddia edilen telefon görüşmeleri internete düştüğü sıralarda canlı yayındaydım a haber’de. Tesadüf işte. Ya da İlahi adalet… Konuğum olan hukukçular Kezban Hatemi ve Fidel Okan’la bizim gündemimiz de dinlemelerdi. Dinlemeler konusunda Türkiye’nin geldiği noktayı tartışıyor ve CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun 3 yıl önce… Oda TV Davası’na ait telefon tapelerinin ortaya saçıldığı o dönemde Samanyolu TV’de yaptığı açıklamaları izliyorduk. Aynen şöyle demiş Kılıçdaroğlu: "Kim veriyor bu dinleme kayıtlarını? Bunlar gizli değil mi? Soruşturma gizli değil mi? Bunları veren savcının bu ülkede hesap vermemesi diye bir olay olabilir mi? Kim bu savcı? Hukukun üstünlüğüne inanıyorsak, soruşturma gizliyse, iddianame ortaya çıkmadan bu servisleri yapan kim? Bu nedir biliyor musunuz? CHP’ye karşı bir komplo kurmak istiyorlar!"

Tabii bizim bu kaydı bulup yayınlamamızın asıl nedeni 3 yıl önce dinlemeler konusunda oldukça sert tepki gösteren ana muhalefet liderinin daha iki hafta önce telefon tapeleriyle grup toplantısında yaptığı şovu yani samimiyetsizliğini yüzüne vurmaya çalışmaktı. İşte tam o sırada rejideki arkadaşlar kulağıma CHP Genel Merkezi’nde Başbakan Erdoğan ve oğlu arasında geçtiği iddia edilen telefon kayıtları üzerine olağanüstü toplantı olduğunu üflediler. Şaka gibiydi belki ama az önce izlediğimiz kayıtta hukukun üstünlüğünden, dinleme olaylarının ne kadar rezil bir mesele olduğundan bahseden bir lider partisinin MYK’sını toplamış ve bunun üzerine bir muhalefet belirleme kararı almıştı. Denilecek çok şey var tabii Kılıçdaroğlu’nun bu duruşuyla ilgili ama demeyeceğim artık. Çünkü artık bunu CHP tabanının demesi gerekiyor. CHP’ye oy veren kitlenin sorgulaması gerekiyor. Tabii biliyorum hemen bunun üzerine bana yöneltilecek soru ya da eleştiri şu olacak: "İyi de bu dinlemeler daha önce yapıldığı tarihlerde senin Başbakan’ın nerdeydi? O zaman niye şimdilerde ‘paralel paralel’ deyip yerden yere vurduğu adamlara ‘durun’ demedi!"

Bakın… Başbakan’a bu paralel yapı ve kötücül ruhlarıyla memlekete verdikleri zararı vaktinde fark etmediği için kızılabilir. Eleştirilebilir ama şu andaki duruşunu kimse sorgulayamaz! Çünkü bu doğru bir duruş. Haklı bir duruş. Sorgulanması gereken, 3 yıl önce telefon dinlemeleri ile alakalı tespitleri, açıklamaları son derece yerinde olan Kılıçdaroğlu’nun geldiği noktadır! Başbakan hatalı davranmıştı geçmişte ama bu hatasını fark etti ve hatasından döndü. Hem de çok radikal ve net biçimde. Alkış! Peki Kılıçdaroğlu? O ne yaptı? Garabete düştü. Peki bu durumda biz kimin yanında olmalıyız? Devletin içine çöreklenip, devletin imkânlarını kullanarak biriktirdikleri belge ve dinlemelerle devlete şantaj yapıp diz çöktürmeye kalkanlara postayı koyan bir liderin mi? Yoksa bu şantajcı çetelerin eline tutuşturduğu malzemelerle tetikçi pozisyonuna düşen diğer bir liderin mi?
Hangisinin cevap verin bana!

TWITTER GEYİKLERİ : TAYYİP ERDOĞAN – BİLAL ERDOĞAN SON GÖRÜŞMESİ :))

TWITTER GEYİKLERİ : İSTANBUL VALİSİNİN GASSARAY – CHELSEA DERBİSİ YORUMU :))